toksik aileleri konu alan, dünyaca ünlü terapist susan forward'ın craig buck ile birlikte yıllar süren deneyimlerine dayanarak hazırladığı bir kitap. günlük hayatları, ebeveynlerinin geçmişte sergiledikleri yıkıcı davranışların etkisinde hala kontrolü altında olan yetişkin çocuklara yardım etmeyi amaçlıyor. iletişim yanınlarından basılmış ve asıl adı toxic parents.
Çocukluğunuzdan bi bok anlamamaktır. Yaşınıza bakılmaz sizden beklenen neyse, öğretilmesede yapabilmek zorundasınızdır.
ilk okul 6. Sınıftaydım. Haftada en az bi gün babanne ve dede ziyareti yaparız. Buda onlardan biriydi.
Dedem eve geldi. Arkasını döndü ceketini arkası dönük bi şekilde yere fırlattı. Ne yapacağımı bilmeden aldım yerden. Meğersem o çıkarmadan tutmam gerekiyormuş ceketi.
Genel olarak kimse yapmanız gerekeni söylemez, sen bileceksin. Şimdi değilde küçükken zoruma giden çok şey vardı.
Mesela çay köpüklü doldurulmaz ayıp. Aferin eşeklere denir. Kızlar büyüklerin yanında çok konuşmaz. Yanınızda büyükler varsa hiç bi şekilde babanızla temas kurmamalısınız. Ve bunlar gibi hala aşılamayan biçok saçmalık.
zorluk hissi kişisel tecrübeler ile edinilmiş ve gelişmiş bir his olduğundan görecelidir.
kimisi için zorluk değeri, eve belli bir saate kadar dönmek zorunda olmasından dolayı 10 üzerinden 9 olarak değerlenirken, aynı yaşta başkası çalışmak zorunda olduğundan belli saatten önce eve dönememekte ve zorluk değerlendirmesini yine 10 üzerinden 9 olarak belirtebilmektedir.
bu durumda tarafsız bir zorluk değerlendirmesi ile 1. kişinin zorluk eşiği tavan 10 ile sınırlıyken, 2. kişinin zorluk eşiği tavan 100 ağırlığa ulaşmaktadır. bu durumda birinci kişinin zorluk derecesi 9 ise, 2. kişinin 90 olur.
sonuç olarak kime göre zor, neye göre zor deyip geçmeli, herkese kendi derdi büyük deyip bırakmalıdır.
terapist susan forward' ın craig buck ile hazırladığı, asıl adı toxic parents olan kitabı. tahmin edeceğiniz üzere ' toksik ebeveyn ' kavramı bu kitapla doğmuştur. ben kitabı tarih obası kanalı, pek sevgili ve bir o kadar şeker ceren sungur sayesinde keşfettim.
kitap, zararlı ebeveyn tutumlarını inanılmaz yalın bir dille, vakalarla örneklendirerek açıklıyor. bu minvalde herhangi bir ön yargınız oluşmasın, sadece alana hakim olanların, ebeveynlerin yahut ebeveyn adaylarının değil, herkesin okuyabileceği ve herkesin okuması gereken bir kitap. aile kutsallığının nasıl bir tabuya dönüşebildiği, mezarda dahi olsalar zararlı anne baba tutumlarının bir yetişkinin hayatını nasıl şekillendirdiği ve bunun yarattığı korkunç tabloya bizzat şahit olmamıza vesile oluyor susan forward. bununla birlikte, ailemiz hususunda kendimize bir ayna tutmamızı ve kabullenmekte güçlük çektiğimiz yıkıcı davranışların/yaşantıların da farkına varmamızı sağlıyor.
kitap, toksik ebeveyn tutumlarını tanıtması dışında, geçmişi onarmak ve geleceğimizi kazanmak adına atacağımız adımları da aynı yalın ve açıklayıcı üslupla öğretiyor bizlere. bilhassa ülkemizde aile kavramına gösterilen hassasiyet ve bu kavramın yıkıcı sonuçları göz önüne alındığında, her bireyin muhakkak okuması gereken kitaplardan biri olduğunu düşünüyorum.
Hayata 10-0 geriden başlamaktır.
Yenilgidir.
Sevgiye, güvene, muhabbete aç kalmaktır.
TÜm olumsuzluklara rağmen, kendini, kişiliğini geliştiren, donatan, makus talihsizliğine nanik yapan insanlara çok saygı duyuyorum.
armut piş ağzıma düş tayfasına benzemezler.
Mutsuz bir çocukluk geçirip belki yokluk, açlık çekip; belki erken ve çok sorumluluk aldığından erken olgunlaşıp, kendini, kişiliğini geliştiren, donatan; hakkını aramayı ve çare aramayı öğrenen insanlara saygı duyuyorum.
Ben rahat bir çocuktum; imkansızlık görmedim, sorumluluk taşımadım ama çaresizlik nedir az çok hissedebiliyorum.
