öyle bir yerdir ki zonguldak. orda olduğunda sıkıldığın, gidince özlediğin. yeşilliği,manzarası, ulaşım rahatlığı, eski dostlar, akrabalar,yaşanmışlıklar.. fener,b tipi , doktorlar lokali , gazipaşa caddesi , site , gima , karaelmas . heyt be *
yıllardır plaka listesinin sonunda yer alması hasebiyle büyük şehirlerde yaşayanlarda psikolojik bir "sanki çok uzakmış" hissi yaratan lakin ankaraya 4 , istanbul a 5 saat mesafede bulunan sürprizlerle dolu sahil kenti.google earth sayesinde her gün uzaydan da olsa izleyebildiğim ilçemin *bağlı olduğu vilayet.iskandinav tandanslı bir şehir gibi gelmiştir bana hep.bol sis,gri deniz.
ayrılana kadar binbir türlü bela okunan; ancak ayrınıldığında ne zaman dönebileceğim diye kara kara düşünülen, kömürüyle ünlü, karaelmas lakaplı yaşanılası şehir.
içinden dere geçen bi şehirdir. böyle diyince güzel duruyor, ben de güzel güzel ak ve pak akmasını dilerdim, ama maalesef lağım akıyor zaten 1 parmak suya ve hiç akmıyormuş hissi yaratacak kadar az bir debiye sahip dereye. bu sıcak yaz günlerinde kokusu hiç çekilmiyor.
öss'ye hazırlanırken kazansam da gitsem dediğim,ankara'ya gittikten soora değerini anladığım memleketimdir.taşını,toprağını,kışın olan kömür kokusunu bile özlediğim yer.özellikle sonbaharda yeniçağa'dan sonra kırmızı,yeşil,turuncu,sarı vb. renk ağaçları izleyerek büyük haz aldığınız yerdir..çok seviyorum ya...
karadeniz'in en batidaki kenti.karadeniz'den daha cok marmara'ya ve ic anadolu'ya yakin bir kent denilebilir zonguldak icin, istanbul ve ankara'ya ozel arabanizla 3 - 5 saatte gidebilirsiniz.karadeniz'deki karde$ illerinden uzak olmasina ragmen karakteristik ozellikleri ta$ir*, zengin ta$komuru madenleri vardir ve acaip huzunlu bir kenttir.ayrica istanbul'a baglayan yol inanilmaz tehlikeli olmasina ragmen cok az kaza olan bir yoldur ilginc bir ayrintidir boyle.
yük taşıyan atların daha doğrusu katırların başka alternatifleri olmadığından merdiveni kullanmalarını zorunlu kılan, bu durumu başka şehirlerden gelip görenlerin de şaşırmasına neden olan şehir.
eğer uzun yoldan dönüyorsam kozlu sahilinden zonguldak'ı gördüğüm anda ağlayasım gelir. ilk önce deniz görünür, sonra yemyeşil dağlar, gece ise ışıl ışıl tepeler... fakat şehrin merkezine yaklaştıkça ttk nın artık kullanmadığı fakat yıkmaya kıyamadığı lavuar tesisleri gri rengiyle insanın midesini bulandırır -aldığım bir habere göre yarısı yıkılan tesislerin diğer yarısı da yıkılacakmış-. küçük şehirdir fakat pahalılığıyla insanı canından bezdirir. ttk işçilerinin maaş aldığı günler çarşı, pazar, manav vs her yer pahalılanır *, ama her şeye rağmen ekonomisiyle devletten yardım almayan, kendi kendine yetebilen nadir kentlerdendir. ulaşımı kolaydır, her yerden çarşıya en geç 10 dakikada ulaşılır. gece hayatı bomboktur, sosyal değildir. gerek zonguldak gerek kozlu sahilindeki cafeleri güzeldir. oraları da üniversite gençliği parseller, hafta sonu gittiğinizde eliniz böğrünüzde 1 saat yer beklersiniz. neticede memleketimdir, en rahat soluk alıp verebildiğim, kendimi babamın yanımdayken hissettiğim rahatlığı verendir.
Ankaradan gelişte mengenden sonra yolların dağların arasından kıvrıldığı, dağları mevsime göre yemyeşil, kıpkırmızı veya bembeyaz olan güzellik abidesi memleketim.
3 ay önce tekirdağ ' a taşınma suratiyle terkettiğim şehir .. Gazipaşasıyla , liman arkasıyla , 2 adımlık çarşısıyla , hergün gördüğüm ve hiç özliyeceğimi sanmadığım palyaço insanlarıyla bir şehir..
Takılası sınırlı ortamlara sahip olup , birçok dostumu orada bıraktığım şehircik
8 senemi falan verdiğim şehirdir. ortaokul ve liseyi orada okumuşumdur. bilenler bilir liman arkası ile meşhurdur. liman arkasını moda sahili ile özdeşleştirebilirsiniz. zonguldak'ı komple görür güzeldir. ama fakat lakin çok küçüktür ve ereğli'nin yanında ezilmeye doğru yol almaktadır. dağların arasından bi yerlerden bulmuşlardır. daha doğrusu kömür madenlerinde yol alırlarken bir ara yukarı çıkıp yerleşim yeri haline getirmişlerdir eskiler. klasik karadeniz havası hakimdir. bir liman şehridir de diyebiliriz. merkezi karşılıklı 2 tepeden ve ortasındaki gazipaşa caddesi*'nden oluşur. 8 sene boyunca hiç sevmeyerek yaşadığım, ayrılınca bazı yerlerine gerçekten de alışmış olduğunu farkettim yerdir.
bir de ne yazık ki eski solun kalesi olma ünvanını yitirmiştir.
zamanında bartın'ı ve karabük'ü de barındırdığını düşünürsek gerçekten de o zamanlara göre büyük bir şehirdir. fakat bu iki şehir de ayrılmıştır. ereğli de yakın gözükmekte fakat bir tane daha ilçe bulamadılar buldukları an şehir olacaklar.
zonguldakspor'a gelince şu an 3. ligde sürünmekte olup, eskilere ve resimlere baktığımızdfa bir zamanlar 1.ligin (şimdiki süper lig) bitimine 2-3 hafta kala 1. sırada olduklarını gördüğümüz takımdır.beşiktaş'a kaptırmıştır son haftalarda şampiyonluğu. kök söktürmüştür anlatılanlara göre. uefa'ya katılmaya da hak kazanmıştır. daha sonra tek tek düşmüştür. 2. lig b'den 2. lig a'ya çıkmak üzereyken telekom maçını kazandığı takdirde çıkacağı halde maçı nedense(!) 2-1 kaybetmişlerdir. gerçekleri bilmek zor değildir. 1. lig takımlarına da iyi oyuncular vermişlerdir. kırmızısı ve laciverti vardır.
kömür kokar tabii ki, çamaşırları beyaz asıp siyah alabilirsiniz. yaşayanların çoğu erken uçar bu diyarlardan. gruzi ( böyle mi yazılıyor ) patlaması 1992'de ne yazık ki çok canları yakmıştır.
insanlarına gelince evet malum karadeniz bölgesinin biraz çıkarcılığı buraya da yansımıştır. yer yer fazlasıyla bencil insanlar mevcuttur. bazıları ise tam tersi.
ulaşım sorunlarına hala çözüm bulunulamamıştır. havaalanı yapılmış, açılmış fakat kalkan uçaklar dağa çarptıklarından kapatılmıştır.( abarttım tabi de kos kocaman bir dağ ve büyük uçaklar kalkış yapamıyorlar. ) bu dağ patlatıldığında tekrar açılacağı söylenmektedir.
zonguldak ile herhangi bir akrabalık bağım kesinlikle yoktur. kura tayin atama olayları ile gitmişizdir. gitmişken ortaöğretimi de orada okutmuştur bana.
tabi doğup büyünülen bakırköye geri dönünce bakırköy'ün 6 da biri nüfuslu zonguldak insana pek sıkıcı gelmektedir. öyle ki henüz hiç şehir dışına çıkmamış insanlar bile fazlasıyla sıkılmaktadır.
ama manzarası güzeldir, liman arkasında içmek güzeldir. rekor kafe güzeldir.(pek bilinmez bize göre güzeldi.eski zoksad) barlar sokağı güzeldir. ( fakat 50 metre falan ).
16 dakika'yı orada yaşadığımdan en son güzel anısı olarak bende bu kalacaktır. ve elemanlarla paylaştığımız 8 sene.
ayrıca zonguldak ilimizin küçülmesinin sebebi, hem kendisinin politikacı arkadaşlara çok iyi malzeme hem de kendisinin değeri bakımınıdan aç kurt devetler tarafından tek elden götürülmeye çalışılması bakımınıdan, kendilerine "zonguldak mı istiyodun sen kardeşim, al sana zonguldak" diyerekten "hiç olmazsa oradan kurtarabildiğimizi kurtaralım" mantelitesiyle yeni başka illere ayrılmış ve sebebiyet olarak da kısmen haklı sayılabileceğini düşündüğüm "bu kadar göç alıp hepsini bir ile yoğunlaştırırsak burda karadeniz'in istanbul'unun oluşmasına izin veririz ve bir tanesinin dertleri bize yeterince yetiyor" olarak gösterilmiştir.
zonguldak zamanında taş kömürüyle adından söz ettiren binlerce işsize iş veren ama şimdilerde özel şirketlerle savaşan devamlı insan göçü veren milletin işsiz ordusu olduu unutulan bir elmas kent
yeni şehirler eklenmeden önce 1'den 67'e kadar alfabetik olarak verilen plaka no'larından doğal olarak 67'yi almış güzide karadeniz şehridir. bazılarına ise plakasının niye 81 olmadığını anlatmak hayli zordur.
geçen haftasonumu geçirdiğim,iki gün içinde bissürü yer gördüğüm,denizi sabahları temiz olan ve merkezdeki büyük havuzuyla,oturacak mekanlarla beğenimi toplamış,insanları rahat,şirin ve yeşil bir karadeniz ilimiz.