geçen hafta arkadaşımı ziyarete gittiğim ve 4 günde sevdiğim şehir. bir ankara'lı olarak sabah uyandığımda karşımda denizi görmem içimde ukte olarak kaldı. ereğli'nin yeri ayrı tabi.
3 gündür ağlayan gökyüzüne karışan ana ağıtları, yetim nidaları var artık memleketimde.
alayının gözyaşı yıkıyamadı her tarafına karaelmasın tozu bulanmış sokakları.
yıkayamaz.
ve hiç bir acı bu kadar derinden can yakamaz!
almancı olanlardan 5 metre uzak kaçılmasi gereken insanlar çıkartan şehir . hele kizlar vermez, her yeri ellenmis bakire kıvamında dolaşır. çok dedikodu yapar ve kocaları cok pısırık olur.
iş için birkaç günlüğüne kalınacak olması sebebiyle zonguldaklı bir arkadaşa 'aga senin memlekette ne yenir ,ne içilir,ne yapılır' diye sorulur . alınan cevap aynen şudur:'çatı ile has urfada yemek yenir bir de limanda içilir .başka da bi skim yapılmaz '. kebapçıların ,dükkanlarn ikinci üçüncü katlarda olması bu satırların yazarı bünyeyi şaşırtmıştır .
şehrin içinde gemi tersaneleri var. böyle yoldan geçerken kocaman tankerlri görüyorsunuz. ama hayatımda gördüğüm en kirli denize sahip.genelde gece kondular var. en iyi ilçesi ereğli. küçük bir hükümet binası, sinema salonu ve alışveriş merkezi, çok eğlendiren lunapark, birde işlek bir caddenin dışında hiç birşey yok. *
Zonguldak ilinin merkezi olan şehirdir. Karadeniz kıyısında bulunan şehir, özellikle limanıyla Türkiye'nin Karadeniz ülkeleriyle arasındaki deniz ticaretinde önemli bir yere sahiptir. Ayrıca Türkiye'nin en zengin taşkömürü madenlerini barındırır. Fakat son dönemlerde gelirini tek yön olan taşkömüründen kazanması sebebiyle şehir her geçen gün gerilemektedir. 1995 yılında Karabük'ün il olması sebebiyle sanayi yönünden geri düşmesi şehirden dışarı göçü hızlandırmıştır. Şuanda halen daha aşırı oranda göç vermektedir
merdivenköy ya da daha insaflı davranırsak merdivenkent olarak da niteleyebileceğimiz batı karadeniz şehri. bu şehirdeki apartmanların büyük çoğunluğunda hem zemin katta hem de daha üst katlarda giriş kapısı bulunabilmektedir.
30 Kasım 1990'da Zonguldak'taki Türkiye Taşkömürü Kurumu (ttk) ve Maden Tetkik ve Arama (mta) işyerlerinde örgütlü olan Türk-iş'e bağlı genel maden işçileri sendikası (gmis) ile işveren arasında toplusözleşme görüşmelerinin uyuşmazlıkla sonuçlanması üzerine, grev kararı alınması ve 30 Kasım'da başlayan işçi yürüyüşlerinin yaşanmasına sahne olan şehir.
burada yaz 2 ay sürer. ama o 2 ay yağmursuz geçmez. temmuzun ortasında yorganla uyunur, akşam saat 6 oldu mu üşümeye başlarsınız. evet havası hep kapalı ve nemlidir. ama eskisi kadar kurumlu değil.
küçük yerdir burası. illa bi tanışıklığı, ortak tanıdıkları vardır iki yabancı insanın. öyle bir yer. en önemli artısı, insanları. belkide anadoluda sevgilinizle el ele rahat rahat yürüyebildiğiniz, kısa etek giyebildiğiniz, son modern yerdir.(küçük şehirler için söylüyorum)
ereğlisi gelip görülmelidir fakat. michael abimiz gibi gözünüz açık gitmesin.
şaşırdım, kimse bahsetmemiş. zonguldak soslu kebabı. zonguldakta yapılan kebaplar tamamiyle farklıdır. kalın pideli ve salça sosludur. başka hiçbir yerde kebabı böyle vermezler. enteresanız. başka bir yerde sos isterseniz 'zonguldaklı mısınız?' derler adama. yaşadım ben bunu. acıydı. ama buranın kebabı daha güzel.
acıktım.
böyle bir yerdir işte. istanbula 5 saat. ankaraya 3 saat. bu da bilgi. oh mis.
hayatımda bir kez gitmenin nasip olduğu zehirli şehir. öyleki, şehre girmeden önce yıkattığımız beyaz renkli caanım toyota 1 gün kaldığımız şehirden ayrılırken sarı toyota olmuştu. belki bugünlerde düzelmiştir, teknoloji filan...
ereğlili olmama rağmen 14 yıl boyunca her haftasonu gidip geldiğim, yeri geldiğinde güzel arkadaşlıklar edindiğim yeri geldiğinde merdivenlerine küfrettiğim, fakat her gidişimde kozlu yolundan şehiri gördükçe manzarasına hayran kaldığım, hüzünlü kömür karası gözlere sahip olduğunu hissettiğim ilim.
aslına dönen mutlu eden şehir. 5 yılımı geçirdim yaşadım sevdim taptım o şehre... 2004 yerel seçimlerinde ordaydım ve solun en büyük silahı olan zonguldak, solunu yitirmişti eksik kalmıştı... ama buna sadece bir dönem izin verdi. şimdi akp ye yol verdi attı paramparça etti... dün ordaydım, insanlar evet biz aslımıza döndük der gibi hınca hınç doldurmuştu yeni açılan alışveriş merkezini... gözlerim doldu... sonra ereğliye döndüm ki; ereğli de teslim etmemiş medeniyetini %53 le hala sol tarafının güçlü olduğunu göstermiştir...
memleketim değildir ne ereğli ne zonguldak. ama birinde 5 senem geçti, birinde 3 senedir yasıyorum... zaten hep severdim ya şimdi daha bi seviyorum, daha bi sevinçle istekle yaşıyorum...