konu itibariyle fantastik olsa da kendi içinde falso vermeyenleri izlenesi olan filmlerdir. insanlar ölür, ölüler bir şekilde geri döner insan yemey başlarlar. kaplumbağa hızındadırlar, beyinleri dışında hiç bir organlarının çalışmadığı söylenir. yani kalplerinden vurunca ölmezler, beynine vermek lazım. iyide bu herifler hareket ettiklerine göre kasları çalışıyor. kasların çalışması kalbin atması lazım aga. kan pompalaması lazım. kalbi duran yada kalbinden vurulunca durması gereken bu yaratıkların kolu bacaağı olmadan hareket etmeye devam etmesi türün mantıksızlığından ziyade iç dinamik mantıksızlığıdır. ölülerin dirilmesi değil, dirilen ölünün anatomik gerçeklere aykırı davranması diyebiliriz.
bu filmlerin en çok kullandığı temalardan biri de terkedilmiş şehir, harabeye dönmüş ortamlar, ters çevrilmiş, yanmış, askeri araçlar, polis araçlarıdır. polis ve askeri araçların o halde olması daha başka bir ekşiliktir. zombiler molotof kokteyli mi kullanıyor lar yoksa benzin döküp ateşe mi veriyorlar ? üstelik bu yaratıklar 100 metreyi 3 günde yürüyecek kadar yavaşlar, nasıl olurda ateşli silah taşıyan güvenlik güçleri bu yaratıkları ber taraf edemez, bu kadar çok kişiye bu kadar çabuk nasıl yayılır merak konusudur. şu mevzuların işlendiği tek bir zombi filmi görmedim.
eskiden pek fazla ciddiye alınmayan zombiler, son dönem popüler kültür fenomenlerinden oldu. amerikan filmlerinde işlenen zombi figürü, diğer batı sinemalarına da bulaştı. hatta azerbaycan'da bile zombi filmi çekilmiş, "ölüler ölmiyirler" diye komik bir isme sahipti.
