Şu anda Telegol adlı programda futbol yorumu yapan kişi. Çok mert bir yorumcudur, yeri geldiğinde kendi takımının yapmış olduğu haksızlıkların da karşısında durmasını bilir.
her türlü şaklabanlığın yapıldığı telegol adlı ucube programda fenerbahçe'ye her fırsatta hakaret edilirken sesini çıkarmayıp biblo gibi oturan bir zamanların kaptanı. sen erman toroğlu denen troll ile yanyana program yapmayı yediriyorsan kendine, her türlü tepkiyi hak edersin. hiç edebiyat yapma ziya. evet, sen bizim kaptanımız değilsin artık.
kulüpten ihraç edilecektir. her insan bir gün ölümü tadacaksa bu kişinin açlıktan ölmesini tercih ederim; kendisini ziya yapan, hala yediği ekmeğin sebebi olan fenerbahçe'ye ihanet içindeyken hak ettiği ölmek şekli budur.
bir fenerbahçe taraftarı olarak seni hiç afetmeyecegim. seni afetmeme sebebim sırf üç kuruş için serhat ulueren'in yanında oldugun için degil. bir hafta önce açılan "sen bizim kaptanımız degilsin" pankartından esinlendigim için degil. sen aşagıda yazacagım diyaloglar yaşanırken müdahale etmeyip, sadece kahkahalar içinde güldügün için. seni hiç affetmeyecegim.
sen şu yukarda bahsettigim diyaloglar gerçekleşirken, sadece güldün. koskoca fenerbahçeyi bu iki insan agzına sakız ederken, her fırsatta ne kadar büyük bir fenerbahçeli oldugunu söyleyen sen, ogün sadece güldün. büyüklerim anlatırlardı seni. topun ayagına ne kadar güzel yakıştıgından bahsederlerdi. ben hiç fenerbahçe formasıyla görmedim seni, hiç bir videonud izlemedim. varmı bilmiyorumda. ama seni hep yukarda bahsettigim diyalogla hatırlayacagım.
edit: bunu neden eksilersinki kardeşim. eksileyen fenerbahçe taraftarıysa eyvallah. yok degilse, size ne yarak kafalılar. sanamı laf sokuyorum.
dikkatli bir insan ziya şengül'ü izlerken, aslında ne kadar yetersiz ve dikkatsiz ve hatta son zamanlarda kendisini günümüz spor
kültürü bakımından geliştiremediğini kolaylıkla görür. programdaki diğer arkadaşlarının konular hakkında yaptıkları eleştirilere
karşı sessiz kalması,hem konuyla ilgili entelektüel bilgi birikimi oluşturmaması hem de zihinsel bakımdan analiz ve sentez özelliğinin çok sığ olmasındandır. halbuki bir insan karşısındaki kişinin hatasını yakaladığı an dayanamaz ve gereken cevapları
konuşmacının hatalarını sıralıyarak söyler; fakat kendisi yetersizliğinden dolayı cevap veremiyor. bu günkü star gazetesindeki
yaptığı yorumda vaslui maçında, fenerbahçe'ye verilen penaltıyı kimin yaptırdığını bile bilmiyor ve gazetedeki para kazandığı köşesinde maçla ilgili sığ yorumlar yapıyor. aslında hem gazete hem de serhat ulueren'de, bu yetersizliğinin farkındalar; ancak hala
geçmişten ve fenerbahçe'den gelen ismi meşhur olduğu için bu yönünü kullanıyorlar ayrıca fazla da para vermeyip ucuza kulanmış
oluyorlardır. konuşmasına bakan sanki çok şey bildiğini sanabilir; fakat biraz daha dikkatli incelediğinde yaptığım tespitleri
çok net olarak görebilir.