dangalaklar ağzı açık "he is a legend" diyorlar; "I'm a legend" deme hayalleriyle çırpınırlarken...
adı aydınlık, soy adı karanlık zira...
pis külodunu taytı üzerine giyen eski nesil kahramanlardan değil...
külodunu yıkayıp suyunu içecek kadar tahir bedeniyle...
pis herif diyerek aşağılanan büyük insan gibi...
bu toprakları savunmak için gittiği dağdan indi...
baktı ki eşkiya dağda değil şehirdeymiş...
tepelerine indiği gibi...
inecek düşmanın tepesine...
dosta güven, düşmana korku salan kuvvet...
ziya zulmet...
işte karşınızdayım...
allahsız'lığınızı kendi mahfillerinizde tartışın artık...
ihanet vesikalarınızı kendi aranızda gösterin...
satılmış ruhlarınızı kurtarmaya geldim...
ziya zulmet
ulu bir dağ zirvesinden gözetleyecek hepinizi...
silahı sözleri...
sıkıyorsa çıkın karşıma...
perişan edeceğim değerlerinin farkında olmayan lay lay lom dangalakları...
sözlerimin zehirli oku değince kalbinize adam gibi adam olacaksınız...
hadi daha niye bekliyorsunuz...
gördüğüm ilk yerde elini sıkıp, "helal olsun arkadaş sana yürekli delikanlıymışsın" dedikten sonra "oradan bana bir çay kapsana" denilesi yazardır. çayı kaparsa yürekli delikanlıymış eğer ki kapamazsa bildiğin tırt kahraman olduğu gün yüzüne çıkar.
adı soyadı öz be öz türk olan bir türk delikanlısıdır...
amerikan filmlerindeki sahte kahraman gibi çamurdan çıkmaz; çamur atmaz...
hakikati söyler...
çay da içer gerekirse taşır da...
kaptığı elinde kalır...
tırt televizyonunu bir türbanlıyı konuk etmelerinden sonra izlemeyen bir yazardır.
gün yüzüne çıkmıştır; karanlığın en koyu anında...
koya koya çayları; demli demli...