tekerleme gibi fakat gerçek.
aynı konu üzerine ihtisas yapmış, işin erbabı olmuş yani işin profesörü olmuş adamlar fakat zıt görüşlere sahipler. tezata bak hele.
her boku biliyorsunuz neticeye ulaştınız... fakat insan sormadan edemiyor neden farklı bir görüştesiniz.
biriniz prof değil ama hanginiz ?
kimisi sorar "gerçek bir tanedir, doğru bir kaç tanedir. bu yüzden farklı görüş olamaz mı?" cevap veriyorum olamaz.
ilk bakışta "bu nasıl bir mantık kardeşim" denilsede, yüzeysel algılanmamalıdır.
sen işin erbabısın, yanlışını doğrusunu biliyorsun. en ince detayına kadar biliyorsun, sen profesörsün be kardeşim daha ne olsun. nasıl oluyorda aynı branştaki mevkidaşınla zıt görüşte olabiliyorsun.
bugün derste bir örneğini yaşadık... transistör analizinde, grafiğin belirli yerlerinde varsayımlar devreye giriyor. burasını böyle kabul ediyoruz, burasını şöyle kabul ediyoruz gibi..
benzer derslerde iki prof. ile aynı konuyu işledik. inanılmaz bir şekilde birisi varsayımı kabul ederek işlem yapıyor, diğeri onu kabul etmediğini belirterek işlem yapıyor.
sıradan bir insan sormaz mı, her ikiside işin gurusu ise hangisi doğru. hangisi gerçek profesör.
velasıl bu kadar sikko muhabbetten sonra sadede geleyim. iki farklı görüş elbette olabilir. aynı branşta zıt görüş elbette olabilir, tıpkı bugünkü derste olduğu gibi. bize düşen ikisinide hoşnut etmek. ikisininde istediği şekilde çözüm yapmak. tabi tüm bunlar hocanın insiyatifinde.
tabi meclis bir yasa çıkarsa, dese ki transistörün emiter konfigürasyonun küçük sinyal analizi varsayımlar olmadan çözülür. o zaman yasalara uyardık.
böyle bir yasa olsa ne güzel olurdu. herkesin kafası karışmazdı.
peki şimdiki üniversite rektörlerinin başörtüsü konusunda farklı görüşte olanına ne demeli ? kimi rektör çıkar "bizim için sorun yok girebilir", bir diğeri "laiklik tehlikede giremez" gibi açıklama yapıyor.
"sınavda nasıl her hocanın istediğine göre çözüyorsunuz soruyu ona göre girin üniversiteye" gibi denyo açıklamalar gelebilir. doğal karşılıyorum. denyoluk parayla değil. fakat gözden kaçan bir nokta varki biz sınavda değiliz.
farklı görüş olabilir fakat yasa denen bir şey var.
yasa olduktan sonra rektörün açıklaması sadece kavram bazında olmalı. kendi başına karar verip yasa koyan rektör suç işlemiyor mu?
tek başına kanun koyan rektörlük nasıl bir makadır?
meclis bir kara vermiştir, başörtüsü yasağı kalkmıştır. demokrasi denen rejim adım adım işlemiştir. rektörler hangi yetki ile yasağı devam ettirirler anlam verememekteyim.
netice itibari ile bu ülkede çoban, temizlik görevlisi, mühendis, veteriner, günlükçüler, inşaat işçileri... herkes demokrasiden bahsedebilir fakat bu yasakçı rektörlerin demokrasi kelimesini ağızlarına almaları midemi bulandırıyor...