üniversite'de; biri kopkoyu fener, diğeri kopkoyu cimbom fanatiği olan, ama aynı zamanda içtikleri su ayrı gitmeyen iki arkadaş.
her pazartesi günü (maç sonrası gün) okul kantininde, yemekhanede ya da sınıfta küfür kıyamet kavga ederler, diğer günlerde ise bunlar hiç yaşanmamış gibi can ciğer kuzu sarması tadında takılırlardı.
hayattaki tek dostum ve ben çok farklı siyasi görüşlere sahibizdir. ama hayatta yeri geldi kuru ekmeği paylaştık beraber güldük beraber ağladık. siyasi görüşlerimiz farklı da olsa bunu bir farklılık olarak görmedik. birbirimize bu konuda baskı da yapmadık. türkiyemizin özlem duyduğu tablo da bu değil mi.
Her fikre saygı duyan ve fikrin altındaki temel nedeni merak eden ve karşıt görüşlü bir kişiyle fikirlerini çarpıştırıp düşünce yapısını geliştirmekten çekinmeyen insanların kurabileceği dostluktur bu.
adam gibi adam karakterine değer verilen dostluklardır. hasta olusunuz halinizi hatırınızı ilk o sorar. bir derdiniz olur sizinle paylaşır. iyi günde değil kötü günde de yanınızda olur.
benim en iyi dostlarım genelde benle aynı düşünmeyenlerden oluşur ki bu da kaderin bir tecellisi.
birbirini "siyasi görüşü farklı iki insan" değil de "iki arkadaş" olarak görüp siyasi atışmalar içine girmeden düşüncelerini insan gibi, birbirini kırmadan tartışıp kendilerini ifade edebilen ve siyasi düşüncenin arkadaşlığın ve en önemlisi insanlığın önüne geçmesine izin vermemiş kimselerdir. *
ikisi de kitap okuyorsa, fikir ayriliklari oldugu kadar uyumlu olduklari noktalar da varsa, dayatmaci bir kafa yapisinda degillerse olacak arkadasliktir. her iki tarafida gelistirir. yillar gectikce tadindan yenmez olur.