O gün ayşe fatma hayriye zirveye gidecekti. Aman allahım ne giysindi. Dolabı açtı ve dedi ki; ya hiç bi şeimmm yoook offf..
Ağlamaklı bir şekilde oturdu bir köşeye. Elbise giyse olmazdı, etek olmazdı kalktı ve siyah pantolon ile kazak giyindi. Hafifçe yaptı makyajını doğal görünmeliydi ki niyetini belli etmesin. Evde kalmıştı ayşe fatma hayriye son umudu sözlük zirveleriydi. Belki diyordu belki... dışarı çıkınca rüzgar savurdu saçlarını. Gri bulutlar sarmıştı gök yüzünü belli ki yağmuru çağırıyorlardı.
Severdi yağmurda yürümeyi fakat bugün değil. Bugün amaçları farklıydı. Yağmur aheste aheste yağıyordu artık. Şemsiyesini açtı yarı istekli yarı isteksiz. Taksiye yöneldi koşar adım. Gideceği yeri söyledi. Trafik yoğundu bugün. Canı sıkılmıştı ayşe fatma hayriye nin amacına giden yollar hep kapalıydı. Koşmak istedi taksiden çıkıp. Filmlerdeki gibi... fakat saçlarını düşündü amaçları doğrultusunda düzgün olmalıydılar. Saate baktı oflaya puflaya aman allahım ne görsün zirve başlayalı 5 dakika olmuştu. O gidene kadar nice 5 dakikalar gidecekti,
Derse geç kalmış liseli gibi hissetti kendini. Biliyordu girer girmez tüm bakışlar ona dönecekti. Amacı doğrultusunda kulağa hoş bile geliyordu fakat bu şekilde değil. Taksici de sıkılmış olacak ki ayşe fatma hayriye ile muhabbet etmeye yer arıyor gibi bakıyordu dikiz aynasının ardından. Sonunda dayanamadı.
memleket iyi iyi de bu trafik iflağımızı kuruttu be abla
Abla mı abla sensin demek istedi ayşe fatma hayriye fakat yalnızca bir gülümsemeyle geçiştirdi taksiciyi. Yağmir git gide hızlanmış buna paralel olarakta trafik iyice beter bir hale gelmişti. Umutsuzlaştı ayşe fatma hayriye. Amaçları aklına gelince iyice kötü oldu. Oysa hayalleri vardı. Amaçları vardı. Yok oldu hepsi. Nihayet zirveye vardığında ise derse geç kalan öğrencinin gördüğü muameleyi bile göremeden geçti oturdu. Bir kac kisiyle muhabbet etti. Biri eski sevgilisinde diğeri futboldan bir diğeri de çocukluğundan bahsetti. Bol bol yalandan gülümsedi ayşe fatma hayriye. Zirve biterken umutları tükenmis amacları suya düşmüş bir halde terk etti mekanı.