bir entry'sinde takip edilince çok sevindiğini söylediğini gördüğüm ve sırf mutlu olsun diye takibe başladığım yazar. güzel entrylerin devamını bekliyoruz efenim.
geçen hafta olduğu gibi bu hafta da, haftanın çok ukte dolduran yazarı. bunu söyleyebiliyorum çünkü artık hasmet ibriktaroglu ukte doldurmuyor, meydan bana kaldı.
gelecek hafta buluşmak üzere.
edebiyata kafayı takmış ve bir entry'mde (itiraf etmeliyim ki haklıydı) benimle dalga geçmek için nick altıma yazmıştır. Beni utandırmıştır, kızdım ama sinirli değilim, gelip elimi öperse barışırım. zaten entry'i de düzelttim. iyidir hoştur sanırım pek kötü bir şey yazılmamış nick altına.
bazı "adam gibi adam" yazarlar tarafından mesajlarına bile cevap verilmeyen yazar. Hayır ben yirmi yaşındayım, sıskanın biriyim, öyle dayım falan da yok, sadece sözleri olan biriyim. Neyimden korkuyorsunuz?
Dünyada en kolay şey iftira atmak derdim, meğer metin akpınar'ın propaganda'daki deyimiyle "avrat gibi saklanmak"mış.
genelde böyle tipiklere cevap vermem ancak yinede islamı mevcut türban ile ilişkilendirip "islamı bitirmek mi amacınızızzz" diye siyasete başlayınca insan ister istemez ifrit oluyor!
(img:#346098)
dışarısı bu ve türevleri ile dolu kendine kapalı diyenlerin bir çoğu böyle kapanıyor. sen şimdi buna kapalılık mı diyorsun? ben moda diyorum...
moda fetiş doğurur ve türban-modası fetişizm içerisinde kendi alt kültürünü oluşturmuştur! sen bu gerçeği görmeyip asıl islama zarar verenlere "islamı bitirmeye mi çalışıyorsunuz!" çıkışı yapıp avret yerinle gülemiyorsun! çünkü sen sana öğretilenin müslümanısın! davanın değil.
elinde israil hükümeti imzalı, büyükelçimiz üzerinden dışişleri bakanlığı'mıza gönderilmiş resmi özür mektubu olduğunu düşündüğüm yazar. yahut uluslararası ilişkileri ve diplomatik terimleri pide kuyruğunda öğrenmiş.
iftira: gerçek ya da uydurulmuş bir olayın suçunu, olayla alakası olmayan ya da o olayda suçu olmayan birinin üzerine atarak, kendini temizleme ve/veya karşıdakini kötüleme çabası, yalan.
ironinin kelime tanımına zaten gerek yok, ben bu kavramları hatırlatayım da, kimin ne olduğu belli olsun.
adamlığın mizanı öyle sınırlı sayıdadır ki, herkese nasip olmaz. bu adama olmuş işte. hangi rahle-i tedrisat böyle bir karakter doğurur ikimizde çok iyi biliyoruz. hep böyle kal kardeşim.
an itibariyle istifa dilekçesini veren yazar.
Bıktım ulan burdan. Taraflı modlardan, ölü sevicilerden, insanları sınıflandıranlardan, özellikle düşüncelerine göre sınıflandıranlardan, önyargı sahibi sürekli genelleme yapan ve saygıdan nasipsiz gerizekalılıklarından bıktım.
Kimin uğrunda benim gidişim? Şahsen tanıştığım birkaç kişi haricinde kimsenin sikinde değil elbette. Peki bu durum umurumda mı? Hayır.
Güle güle ulu sözlükçüler. Bensiz rahat rahat eğlenin buralarda.
Ekleme:vazgeçtim lan burdayım. Alışmışım bırakamadım.
sen ve kabilen hakkındaki fikirlerimi şahsi mallıklarıyla doğrulayan yazar.
dur tahmin edeyim, önce bakınız'a tıklamadın, ne olduğunu göremedin. sonra yenilik nedir bilmediğin ve kaskafalı olduğun için adapte olamadın yeni bakınız formuna. daha sonra ve en kötüsü 7. entiride verilmiş bakınız'ı unutup bok atmak için fellik fellik yer aramandan mütevellit, sadece boş laf salatası ile cevap vermeye çalıştın. bak buradaki bakınız da öyle ama tıklayınca çalışıyor. acaba sana da tıklayınca çalışır mı aklın, susuz beynin?
işte bunlar hep çorap kokusundan, kafa yapıyor sanırım, tiner gibi bir şey olmalı. tabi o parmak aralarınızı da karıştırınca klavye de çorap kokuyor, sonra da entiriler... amaaaan bu ne bicim hikaye boyle
biliyorum cevap vermeye çalışacaksın, için içine sığmayacak. boğazında bir şeyler düğümlenecek, ama olsun; sen ve senin kabilen bilmez ama bazen susmak en büyük erdemdir ki bu olgu sizde hiçbir zaman var olmamıştır.
şimdi bir daha çorap kokutma evladım nikaltımı. biraz susun da dünya nefes alsın, he bir de yıkanın.
nikaltımı çorap kokutan yazar. yapma evladım, etme minnoşum. sen uyutulduğun ülkende, uyutulduğun insanlarla mutlu mesut yaşa, benim dünyamı pis kokutma evladım.