girildiğinde saatlerce sıra bekleten, içeride muhtarı devirmeye gücü yetecek kadar oy potansiyeli insan olmasına rağmen sadece 2 vezne çalışılan bankanın verdiği hüzün, keder, işkence ve daha bir sürü kötü şeyi özetleyen cümledir. içeri sadece küçük bir işlem için girersiniz fakat aldığınız sıra alsa size gelmez. supernatural daki crowley nin düşündüğü işkence yöntemine* ilham kaynağı olan bu işkenceye yıllardır herkesin devlet bankası olmasından ötürü katlanmasına rağmen hala kalitesini yükseltmeyişine bir feryat, bir dilek bir dua gibidir. kullanıcıları genelde emekliler olan bu bankayı kullanan gençler ise ailelerinin bu bankayı kullanmak istemelerinden ve diretmelerinden ötürü canlarından can, ciğerlerinden ciğer kaybetmektelerdir. yapmayın ağalar kıymayın insanlara, ziraat bankası, pişmanlıktır.
--spoiler--
geçen gün kartı kaybettiğimden dolayı para çekmek için abartısız 90 dakika kadar sıra bekledim.
--spoiler--
tüm devlet bankalarında olduğu gibi ziraat bankasındada geçerli olan durumdur. personelin standart devlet memuru kafasındaki sallamazlığı, yavaşlığı ve salla başını alm maaşçılığı bu durumun oluşmasına sebeb olmaktadır. her ne kadar bakıldığında az gibi görünsede aylık 10-25 bin arası para döndürmek zorunda olduğum bir kurumda en azından güler yüzle karşılaşmayı istemek en doğal hakkımdır.
bir bankayla kısıtlanması yanlış genellemedir, bankalarla çalışmak pişmanlıktır keşke kredi kartlarından değil tüm banka ilişiğinden kurtulabilsek ama işte çemberin içinde debelenen fareler gibiyiz ne diyeceksin patrona 'ben kapitalist düzenin zavallı kölesi olarak kapitalist düzenin mabedi bankalara gıcığım kendimi onlara kullandırmıyorum o yüzden banka hesabım yok maaşımı zarfta ödeyin' bence olmaz bu...
efendim bir de şöyle bir anımı anlatayım bankacı bir arkadaşım -eski bir arkadaş sevdiğim bir arkadaş- telefonu kaybetmiş beni de aramak istemiş arayamamış numaramı bulamamış ayıp oldu epeydir aramadım düşüncesiyle facebooktan da sormamış büyük bankalardan birini aramış -kendisi epey kıdemli ve dünya şekeri bir insan olduğundan bağlantıları da çoktur- sizin bankada kesin hesabı vardır telefon no.sunu versene demiş hop ordaki arkadaşı da söylemiş...
bir ruh hastası kadın tanımıştım - ki çok fazla tanıyorum ruh hastası kadın- sevgilisinin banka ekstrelerini çıkarttırıp kendine göndertiyordu bankadaki arkadaşından rica edip...
aslında bu bankalar için güzel bir fikrim var fight club gibi hepsini külliyen neyse cümleyi tamamlamayayım siz anladınız...
halböyleyken bankaları soyan, soymaya yeltenen ve bu kadar fişlenmişken hala kaçmayı becerebilen suçlulara karşı karanlık yanım saygı duyuyor sonra ulan tüyü bitmemiş yetimin hakkını ne çalıyor ibneler gidip ağaoğlundan yürütsünler diye sinirleniyorum da çok günaha girmiyorum...
