zindan destanı

entry1 galeri0
    1.
  1. Dinleyin ahbaplar şu destanımı,
    Bakınız ne kadar hayret efzâdır,
    Evvelâ öğrenin nam ve şanımı,
    Şöhretim Filozof ismim Rıza'dır.

    Milletin feryadı sarsarken Arş'ı,
    Bana boru gelir hürriyet marşı.
    Hükümet değil bu, aynalı çarşı
    Oradan sırıtan birkaç simadır.

    Mahbese girdimse yoruldum sanma!
    Mahkum oldumsa da vuruldum sanma!
    Çalkanır deryayım, duruldum sanma!
    Gönlümü coşturan aynı havadır.

    Yaş kemale erdi: Kırk üçü aştım,
    Ecelle kol kola gezdim, dolaştım.
    Alacaklılarla hep helallaştım.
    Borcum Azrail'e bir merhabadır.

    Kubbeler bezminin zevkinden bıktım,
    Karga derneğinden sıyrıldım, çıktım;
    Yaptığım hayatı tekmeyle yıktım,
    Gördüm ki gidişin sonu fenadır.

    Yirmi beş gün rahat yattımsa ne gam?
    Ben bu gözdağını bir pula almam...
    Başıma taş yapsa yolumdan kalmam,
    Maksadım uğruna başım fedadır.

    Gözümü korkutmaz şamata teli,
    Kolumu bükemez nâmerdin eli,
    Yolumu kesemez yağmurun seli,
    Bu yolda can vermek can safadır.

    Bir Cuma günüydü; kükredim, azdım,
    Oturdum şu uzun destanı yazdım.
    Zindan duvarına namımı kazdım.
    Bu nâma Şark ve Garp hep âşinadır.

    Hey rıza mert olan ölür, yenilmez.
    Meydana girince geri dönülmez.
    Ben gibi şahinin eti yenilmez,
    Bizim eğlencemiz telli beladır.

    rıza tevfik bölükbaşı
    0 ...
© 2025 uludağ sözlük