avam da anlatılan (yozgat da bizzat dinlemiş olduğum) fıkra akla geldi.
anlatalım...
çobanın biri aylarca dağda-yaylada sürüsüyle kalmış. tabi ki çoban efendi azmış, masturbasyon artık kesmiyor. ne yapayım derken sürüde ki dişi eşek çobana artık kim kardashian olarak görülmeye başlamış.
neyse, eşeğe yanaşır çoban. bu sırada yaylaya pikniğe çıkan köyün imamı çoban ile eşek arasında ki yasak aşkı görünce hiddetle bağırıp çobanı azarlar.
- tüüü! allah belanı versin. cehennem ateşinde yanacaksın, başımıza taş yağacak.
tam bu sırada orgazm olan çoban...
* demir yağmasa amk, umurumda değil.
Zina yapanlar yanacak ama sürekli oçluk yapıp namaz kılanlar falan hep cennetlik. Ben zina yapan tarafta olmayı cehennemde yanma pahasına tercih ederim. Ayrıca pembe götlü adalet anlayışınızı sikiyim.
Kuş beyinlinin biri 250 gram akıyla demiş ki tanrı zina yapılmasını istemese tek cins yaratırdı.
O kadar salak ki tanrının birşeyle mücadele ettiğini falan sanıyor.
Dünyayı da sanırım tek gerçeklik sanıyor.
Biri şu salağa bu dünyada her türlü kötülük ve seçeneği Allahın yarattığını anlatsın. Çok kısa süren bu dünya hayatında ise Allah'a kul olanlar doğruyu seçecek, hata yaptıysa da bir sonrakinde doğruyu seçecek ve buna gayret etmeye devam edecek.
Not: Bu beyinle bu yaşa gelebilmiş olması başlı başına Allahın varlığının bir kanıtı olan bir yazar içeren başlık.
güzel hikaye fakat defalarca yazdığım gibi tehdit eden bir tanrı gerçek olamaz, kaldı ki tanrı zina yapılmasını istemeseydi, insanları tek cins ve daha değişik bir yolla üreyen bir biçimde yaratabilirdi.
böyle düşündüğümüzde, inandığınız tanrı tüm yapılmış ve yapılacak zinaların sebebidir çünkü sistemi bilerek veya bilmeyerek yanlış kurmuştur.
eğer bilerek yanlış kurduysa, kendisi kötüdür çünkü bazı insanların zina yapıp cehenneme gideceğini bilmektedir, o insanları yakmak için yaratmış demektir.
eğer bilmeyerek yanlış kurduysa, bu da sonsuz güç ve bilgelik hikayesine terstir.
her türlü gg.
evet dinleri bir kez daha çürüttük, elhamdülillah.
bastırdığınız bazı güdülerinizi çok bastırmayınız, sadece bir tavsiye...
yoksa klavye başında aniden çıkıyor delik dondan çıkar gibi. bastırman guzum. sevmek, sevişmek istemek son derece insani bir durum. bu enerjiyi faydalı şeylere yönlendirin, klavye başında geçecek kadar güçsüz bir enerji değil. ha sevişebiliyorsanız, sevebiliyorsanız ne ala. ama yapamıyorsanız resim yapın mesela ya da müzik yapın ya da ne bileyim hikaye, masal, deneme yazın. üretin yani. ancak o zaman geçer.
Bu dünyada kendinizi tutamayıp yapsanız bile, öbür tarafta bir miktar yandıktan sonra çeşit çeşit huri ile halvet olabilirsiniz. hanımların böyle bir şansı yok, onlar kocalarıyla idare edecekler, tabi çeşit çeşit hurilerden sıra onlara gelirse.