zilan tatsızlığı

entry1 galeri0
    1.
  1. Efendim bu elim hadiseyi (bkz: anası kürt tacizine uğramış yazar) başlığında aktarmış olsam da buraya yazmanın da yerinde olacağına karar verdim.

    --sp--
    ne yazık ki bendenizdir efendim.

    efendim,
     paşa torunu olduğum ve devlet - i aliyye'ye olan sevgim herkesin malumu. 

    hepinizin bildiği gibi dersim tatsızlığı sonucunda kürtler paşa dedeme karşı husumet besler hale gelmişti.

    (bkz:  dersim tatsızlığı)

    dönemin yetkilileri de bu yanlış anlaşılmayı gidermek için paşa dedemi kürdistan bölgesine tayin etmişlerdi. eh, babam beyefendiler birinci dünya harbinde ceng iderüken gafil bir anzak süngüsü ile bizleri gariban validemle bir başımıza bıraktığı için dedemle kaldığımızdan mütevelli bizim de taynimiz çıkmış oldu. ancak hayatlarımız bir daha asla eskisi gibi olmayacaktı. nereden bilirdik?

    efendim,biz bölgeye vardık. dersim'de halkla kaynaşsın diye vergi müfettişi olarak atandı dedem. bize mısır tarlasının yanında bir lojman verdiler. ben de fethullah amca amerika'ya gittiği için ki onun hikayesi için de (bkz:  okul kitaplarını kırtasiyeden almış efsane nesil) -4. entarideki sohbette durumu anlattık.- ben de bu mısır tarlasında karga kovalamaya başlamıştım. evet, bazen böyle çılgınlıklar yapabiliyorum. 

    vergi haftası hazırlıkları için paşa dedem yoğun şekilde çalışıyordu. biz de güneydoğu'nun incisi mersin'de, validemle biraz stres atalım diyerek yürümeye başladık. derken bir midye dolmacı kürt bizi karşıladı. 

    -ablam midye dolmam var çok güzel, doldurayım mı size de?

    bu cümle beni irkiltmişti. bir tuhaflık vardı. elimi fesime atıp durumu düşünmek isterken o da ne? fesimi yanıma almamıştım. başımdan aşağı kaynar şerbetler, gül suları dökülmüştü sanki. "valide hanım" dedim, "ben bir koşu fesimi alıp geleyim." "tamam oğul" dedi garip anam, çilekeş anam.yolda giderken paşa dedeme ve diger vergi müfettişlerine rast geldim.

    -anan nerede yiyenim?
    +midye dolmacının yanında paşa dedem haşmetlilerim. dolma mı ne yapacaklarmış. çok nazik bir beydi, "biyron efenim biyroon tezgahın ardında göstereyim çok kolay" diyordu.

    paşa dedem birden buz kesmişti. derhal defterdar suphi bey'e döndü:

    -buralarda midye tezgahı tescilledik mi suphi bey?
    +zannetmiyorum hülagü bey.
    -davranın bre, vergi haftasında vergisiz kazanç ha!!

    derhal sahile vardık. amma velakin ortada kimse yoktu. garip anam da yoktu. fes başıma yıkılmıştı. sorduk soruşturduk, midyenin iyisi zilan'da olur deyip anamı zilan'a kaldırmışlardı. ah garip anam! ah çilekeş anam!

    derhal haber salındı ve büyük bir ordu toplandı. zilan'a vardık. köylüler anamı dere kenarına giderken görmüştü. dere kenarına vardığımızda sıra sıra dizilmiş 10.000 kadar midye tezgahı gördük. resmen sahillere akmak maksadıyla organize bir vergisiz kazanç şebekesine baskın vermiştik. paşa dedem atıldı:

    -bre deyyuslar, o mersin'li midyeci çıksın kimse ortaya! 
    +benim o bre köpek!

    dedem bu ses üzerine fesine mukayyet olamaz olmuştu. ayşe beydi bu. taa dersim tatsızlığı'ndaki elim yanlış anlaşılmadan beri bu planı yapmıştı ve bizi kucağına düşürmüştü. midye tezgahlarının altından çıkardıkları limonlarla üzerimize gelmeye başladılar. paşa dedem tam "ateş etmeyin" diyecekken "ateş et..." dediği sırada gözüne gelen limonla yere serilmişti. bu yanlış anlaşılma sonucu o gün orada midye dolmacıların soyu tehlikeye girdi ve bu olay zilan tatsızlığı olarak anılmaya başlandı. "esker bize saldiriyoor" çığlıkları hala kulağımdadır. Dedemse limonun köstekli saatine gelmesi sonucu şans eseri Kurtulmuştu.
    0 ...
© 2025 uludağ sözlük