zikir ehli

entry1 galeri0
    1.
  1. Zikir, hatırlamak mânâsına gelir. Allahı (c.c.) her daim zikredenler zikir ehlidir.

    1- Allah'ı zikretmek, Allah'ı hatırlamak mânâsına gelir.

    2- Tekrar etmek mânâsına gelir. Allah'ın ismini "Allah, Allah, Allah..." diye tekrar etmek mânâsına gelir.

    3- Bir mefhumun, bir kelimenin daha evvel geçtiğini, kullanıldığını da ifade etmekte de kullanılır. Meselâ "Yukarıda mezkur olan bu kelime." cümlesi "Yukarıda zikredilmiş olan." demektir. Yukarıda yazılmış olan şimdi hatırlatılıyor.
    Zikir Allahû Tealâ'nın isminin "Allah, Allah, Allah, Allah, Allah..." diye tekrarının da adıdır.

    Kur'ân-ı Kerim'de Allah'ın adını "Allah, Allah, Allah, Allah, Allah..." diye zikretme müessesesi farz mıdır? Evet. Bu zikir, devamlılığı açısından zikir adını alır. Bu, günün bir kısmında Allah'ı ara sıra zikretmektir ve üzerimize farzdır. Allahû Tealâ buyuruyor ki:

    73/MUZZEMMiL 8: Vezkurisme rabbike ve tebettel ileyhi tebtîlâ(tebtîlen).

    Ve Rabbinin ismi'ni zikret ve herşeyden kesilerek O’na ulaş.

    Zikrin Allah ismi kullanılarak gerçekleştirilmesi konunun temelidir. "ve tebettel ileyhi tebtîlâ: Herşeyden kesilerek Allah'ı zikret. Allah'a doğru yola çıkarak Allah'a ulaş."

    Allahû Tealâ bu ulaşmanın zikirle gerçekleşeceğini, Muzemmil Suresinin 8. âyet-i kerimesinde anlatıyor: "Allah'ın ismini zikret, Rabbinin ismini zikret."

    Rabbimizin ismi El-ilâh'tır. ‘El-ilâh' kelimesi Türkçemizde "Allah" olarak değerlendirilir. Arapça'da da öyle. Öyleyse Allahû Tealâ, Allah kelimesinin tekrarıyla zikretmemizi istiyor. "Rabbinin ismiyle zikret ve herşeyden kesilerek O'na ulaş." Allah'a ancak bu yolla ulaşılabileceğini anlatıyor. Bu yolda bir faktörün kullanılacağını, onun adının da zikir olduğunu söylüyor. Yani bir insanın ruhunu Allah'a ulaştırabilmesi "Allah, Allah, Allah..." diyerek Allah'ın ismini ardarda tekrarıyla mümkündür.

    Gördük ki ara sıra zikretmek farzdır. Hem de bu farz, Muzemmil Suresinin 8. âyet-i kerimesinde ruhunuzu Allah'a ulaştırıncaya kadar çoğalan bir hüviyet kazanıyor.

    Peki, günün yarısından fazla zikretmek, her gün Allah'ı çok zikretmek, zikirsiz geçen zamandan daha fazla zikretmek üzerimize farz mıdır? Evet, o da farzdır. Allahû Tealâ buyuruyor ki:

    29/ANKEBÛT 45: Utlu mâ ûhıye ileyke minel kitâbi ve ekımıs salât(salâte), innes salâte tenhâ anil fahşâi vel munker(munkeri), ve le zikrullâhi ekber(ekberu), vallâhu ya’lemu mâ tasneûn(tasneûne).

    Kitaptan sana vahyedilen şeyi oku ve salâtı ikâme et (namazı kıl). Muhakkak ki salât (namaz), fuhuştan ve münkerden nehyeder (men eder). Ve Allah’ı zikretmek mutlaka en büyüktür. Ve Allah, yaptığınız şeyleri bilir.

    45/CÂSiYE 23: E fe raeyte menittehaze ilâhehu hevâhu ve edallehullâhu alâ ilmin ve hateme alâ sem’ihî ve kalbihî ve ceale alâ basarihî gışâveten, fe men yehdîhi min ba’dillâhi, e fe lâ tezekkerûn(tezekkerûne).

    Hevasını kendisine ilâh edinen kişiyi gördün mü? Ve Allah, onu ilim (onun faydasız ilmi) üzere dalâlette bıraktı. Ve onun işitme hassasını ve kalbini mühürledi. Ve onun basar (görme) hassasının üzerine gışavet (perde) çekti. Bu durumda Allah’tan sonra onu kim hidayete erdirir? Hâlâ tezekkür (zikir) etmez misiniz?
    1 ...
© 2025 uludağ sözlük