bir gün, istenilmediği halde geldiği, evin en önündeki, saksının üzerine düşen kapıyı, vurduğunu zanneden kızın; ileride, ki çok , ileride; istenilmeyen olunmaktan çıkılınıp her, zaman, arzu ile arzulanan kız olacağından da kimsenin haberi yoktu ki, bunu kendisi, bile; bilememiş miydi?
ikide bir Kasımpaşalı olmakla övünen bir siyasetçi görürseniz, bu siyasetçiye karşı oluşmuş antipatik durumunuz mevcutlu olarak sizinle beraber miting alanına getirilmişse ve kıçınızdan korkmuyorsanız bu siyasetçinin "Biiz öncelikle Kasımpaşalılıııı.." diye başlayan cümlesinin hemen ardından kendisine hitaben kullanarak taşı gediğine oturtabileceğiniz anlamlı kelimeler bütünüdür...
entryleri uzunluk-kısalık bakımından değerlendirmeyerek "durumumuz yoktu okumadık." şakasının fazlasıyla kabak tadı verdiği bir zaman diliminde sevindirmiş olan yazardır. ayrıca bir şey sorulduğunda zaman ayırıp detaylı bilgi verecek kadar da kibar bir insandır kendisi.
bir varmış bir yokmuş. evvel zaman içinde, kalbur saman içinde, pire berber deve tellal ya da çekirge inter milan' da forvetken, bir bilge yaşarmış, insanlara çok tepeden bakan bir dağın zirvesinde. her şeyi bilirmiş o, freudyen yapısıyla insanların her noktasına sızarmış. çok büyük bir kütüphanesi varmış. öyle büyükmüş ki diğer bilgeler onun ayaklarına kapanırmış, içeriye girmek için yalvarırmış.
bir gün, kapısına güzel bir kadın gelmiş. aydan düşme, geceden siyah saçları olan, güzeller güzeli bir kadınmış. içeri buyur etmiş onu bilge. ama taş bağlamış yüreği zayıflamış, aşkmış bu. inci sözlük şamatası ile kıvrak zekası arasındaki dev yanılgısında kaybolmuş. derinlere batmış. artık gözü ondan başkasını görmüyormuş. bir gün dudaklarındaki şarabı yalamasını beklemiş ve sormuş kadına: adın ne ? kadın gülümsemiş: kibir, demiş, sen çağırdın, ben geldim. her şeyi sen biliyordun. başkalarına acıyordun ama kendinin yorgun ruhuna çare bulamadın. adam başını kaldırmış ve tavanı seyretmiş. tavanın da bir şeyler söylemesini bekler gibiymiş. indirdiğinde, '' kibir avladı beni '' diye geçirmiş '' birine saldırmalı ki unutmalı gerçeği ''
o günden beri kibrinin aşkını görmemek için yollara düşmüş. saldırmış, yerden yere vurmuş, dalga geçmiş ama yüreğinde kanayan yarayı asla fark etmemiş.
yalnız bir klavye hükümdarıymış, canını sıkana çare arayan ve kendi derdine gözünü yuman bir asilzadeymiş. ama kaybolmuş işte.
(bkz: #13165111) numaralı kompozisyonu ilet güldürmüştür. yılmaz vural demişler ama adam bildiğin yılmaz özdil tarzı entry girmiş. bastım artı'yı çıktım.