Esaretin bedeli (the shawshank redemption) filminde Andy Dufresne'nin (Tim Robbins) hapisten kacip en yakin arkadasi Red'i (Morgan Freeman) yaninda gormek istedigi, pasific kiyisinda bir meksika kasabasi.
adı nahuatl dilindeki ciguatlan kelimesinden geliyor. kelimenin anaerkil anlamına dair rivayetlerden biri de şu: bir tarascan lideri, himayesindeki kadınları az sayıda erkekle beraber (muhtemelen zararsız) mitsel bir set tarafından korunduğuna inanılan bu sahile gönderiyormuş. köpekbalığının az, kadının çok olması nedeniyle aztekler buraya "kadınların yeri" demişler.
sahil uzun yıllar korsanların sığınağı olarak kullanılmış. 1527'de ispanyolların burdan doğuya giden bir ticaret güzergahı oluşturmasıyla, bölgede ispanyolcanın etkisi giderek artmış ve kasabanın adı zamanla ciguatlan>ciguatanejo>zihuatanejo şeklinde değişime uğramış... different seasons kitabının raflardaki yerini aldığı 1982 yılında kasaba halen -balıkçılar ve orta halli tatilcileri saymazsak- pek fazla kimsenin haberdar olduğu bir yer değilmiş ve 12 yıl daha öyle kalmaya devam etmiş.. sonra bir gün tim robbins "pasifiğin kıyısında küçük bir sahil kasabası"ndan bahsettiği o cümleyi kurmuş ...... *
(#6712122) nolu entrysine mukabil ne yaptın yiğidim sen diye sormak istediğim yazardır. nazım hikmet borjenski'nin mustafa suphi'nin trabzon olaylarının ardından idam edilmesinden sonra yazdığı şiirin yobaz uydurması olduğunu söylemiş yazarımız. ****
mevzu'-bahis şiir bütünüyle şöyledir efendim;
28 Kanunisani
ta ata aa ta ta ha ta tta ta
tarih
sınıfların
mücadelesidir
1921
kanunisani 28
karadeniz
burjuvazi
biz
on beş kasap çengelinde sallanan
on beş kesik baş
yoldaş
bunların sen
isimlerini aklında tutma
fakat
28 kanunisaniyi unutma!
"siyah gece
"beyaz kar
"rüzgar
"rüzgar".
trabzondan bir motor açılıyor
sa-hil-de-ka-la-ba-lık!
motoru taşlıyorlar
son perdeye başlıyorlar!
on beş kere açtı göğsünü,
on beş kere örtüldü.
onbeşlerin hepsi
bir komünist gibi öldü.
(moskova)
ee şimdi gelelim madalyonun öteki yüzüne. şimdi efendiler diyecek ki, "burjuva, kemal" (arada virgül) denilmiştir. böyle derseniz şayet kıçımla gülerim. noktaların, ünlemlerin, konuşma çizgilerinin gırla gittiği bi' şiirde böyle hayati bir yere virgül konulmayacak öyle mi? (bkz: geçiniz efendim geçiniz)
(bkz: türk dili edebiyatı okumanın dayanılmaz hafifliği)
yavrum sizin anlamak istemediğiniz ya da daha büyük ihtimalle anlayamadığınız nokta şu: nazım hikmet bugün türk edebiyatında futurizm'in en büyük temsilcilerinden, evet. bu inkar edilemez. gel gelelim kadınlarla olan ilişkilerinden tut siyasi duruşuna, polemiklerinden tut hicivlerine kadar nazım hikmet türk edebiyatında tutarsızlığın yuvasıdır aynı zamanda. sizdeki malesef bütün bu kafa karışıklığı, ruhunuzu kemiren gel-gitler bu tutarsızlıkların sebep olduğu şeyler. anlıyorum ben seni, vazgeçemediğin iki değer arasında kalmak istememenin verdiği bir sıkıntı bu. ne komünist suphi'yi hak ettiği dar ağacında sallandıran atatürk'ten vaz geçebiliyorsun ne de haddini aşıp atatürk'e burjuva diyen borjenski'den. kurtuluş savaşının, dünya üzerinde bir milletin emperyalizme karşı verdiği en büyük savaşın kahramanına, -aynı zamanda sadrazamlara, rüşvetçi paşalara, devşirmelere kısacası burjuvaziye karşı gişilen savaşın kahramanına- sevdiğin bir şairin "burjuva" demesi yakıyor canını, seni anlıyorum. ama hiç olmazsa bilip bilmeden sağa sola yobaz falan diye saldırmayın be kuzum.
kendine güvenen ve mevcut fikirlerinin sonuna kadar arkasında duran, insanların teoriyi bırakın kanun olarak kabul ettiği konularda, farklı ve belkide doğru görüşlere sahip uuser. daha çok yazması dileğiyle.
sözlükte bir yazarın* stepnesi olan yazar. bu yazar arkadaşı zor durumda mı ya da nick altına mı saldırıyorlar, hemen görev bilinciyle entrylerini giriyor.
(bkz: küfür değil tespit)
kendi fikirlerine sahip olmayıp üç beş televizyon programı jargonuyla konuşanların pek hazetmediği yazardır.
buna rağmen cahilleri hor görmeyip cevap bile veriyor bu kadar da alçakgönüllüdür.
ayrıca birazdan inbox ına düşecek ben hedehödö üniversitesini bitirdim mesajlarını da sabırla beklemektedir.
peygamber efendimize arabın biri diyebilecek kadar ahlak ve saygı yoksunu. inanmıyor olabilirsin ama saygı duy. senin bir ilahın bir peygamberin yok ama emin ol olsaydı ben ona saygı duyardım.