kendi agzından aktaracak olursak:
"Öyle bir makine icad ettik ki, inanamazsınız. Şimdi siz buradan çıkıp gittiğinizde, bu makine buradaki elektro manyetik akımları topluyor, sizin vücut ısınıza göre bu manyetik alanların kime ait olduğunu buluyor. Böylece sizin beyninizden geçen düşünceleri bir yazıya dökerek önümüze seriyor."
istese ne kadar büyük bir bilim kurgu üstadı olabileceği açık olan haşim bayram'ın, birikimlerini dünya ile paylaşmak yerine ufak bir gruba seslenmesi bizi her zaman üzmüştür.
konuya yabancı kimseler haşim bayram'ın nasıl bir fenomen olduğunu unutup işkembe-i kübradan attığını iddia edebilirler ancak popüler bilim ile biraz olsun ilgili herkes bilir ki bu tip teoriler yıllardan beri ortadadır. bunları pratiğe dönüştürebilen kişinin bir türk olması ise bizim için büyük bir gurur kaynağıdır.
ilerlemeyi prensip edinmiş haşim bayram için bunun son değil ancak bir başlangıç olduğunu elbetteki tahmin etmişsinizdir.
zaten kendisi de bunu açıkça söylüyor:
"Bilimadamları diyorlar ki, biz bu aleti biraz daha geliştirirsek, kainatta mevcut bulunan uzaydaki Hz. isa'nın, Hz. Muhammet'in dalgalarını hayatta yaşadığı dalgalarını alacağız, süzeceğiz ve TV'lerde canlı olarak göstereceğiz diyorlar."
bilimadamları ile dirsek temasında olduğunu açıklamasından sonra neden bu çalışmalara küstüğü, bu kadar yıllık birikime neden sırt çevirdiği ile ilgili çeşitli fikirler bulunsa da konu gizemini halen korumaktadır.
