Bu kadar sabirli ve sakin degildim calismaya baslamadan once. Hicbir sey kitaplarda yazdigi gibi degilmis bunu ogrendim. Her cocuk ayri ve kesfedilmeyi bekleyen bir dunya. Evden okula kosarken buluyorum kendimi cogu kez. Acaba bugun bana ne ogretecekler dusuncesi icindeyim. Ogrencilerim bana, anne olmadan annelik duygusunu hissettirdiler ve ebeveynlerle olan iliskilerime katki sagladi bu durum. Gelin gorin ki perde arkasi da var isin. Cocuklarin bize yaptiklarinin hicbir sorumlulugu yok. Yedigimiz dayaklar tacizler...bunlar her ogretmenin basina geliyor ve sesimizi cikaramiyoruz. Veliye gidip de cocugun beni durttu diyemiyoruz. Durtuldugumuzle kaliyoruz. Fiziksel acidan gelisimleri normal bireylerle paralel gittiginden dolayi ergenlik donemi sikintilarini yasiyoruz. Daha gecen gun bir ogrenci bir ogretmenin burnunu kirdi. Hayatimin tokadini kapiyi acmasina izin vermedigim icin bir ogrencimden yedim. 13 yasindaki bir erkek ogrenci bayan ogretmene saldirdi daha 1 gun once. Kadin butun gun agladi durdu. Ama suc cocuklarda degil bilincsiz ebeveynlerde. Ilacini icirmeyip okula gonderen anne baba bu olaylarin sorumlusu. Ve meslekte 10 yilimizi doldurduktan sonra sahitligimiz kabul edilmiyor. Bu da devletin bize verdigi mukafat. Maddi acidan tatmin edici evet. Ama manevi acidan verdigi doyumun yaninda maddiyat hicbir sey. Bir insanin hayatina dokunuyorsunuz ki bu tarif edilemez bir duygu. Tek istedigimiz ayaklari yere basan akli basinda veliler. Bunu da cok gormeyin bize ey anne baba.
Edit: cok celiskili gibi gorunen durumlardan bahsettigimin farkindayim. Ama boyle bir meslek iste. Kendi icinde cozulmesi kolay ancak ciddiye alinmayan sorunlar barindiriyor.
bu mesleğin zorluğu öğrenciden kaynaklanmaz.seni ilk önce devlet yorar ömründe engelli görmemiş sınıf öğretmenlerini senin alanına zorla sokar,sonra seni idare yorar,veli yorar, evrak işleri yorar en son öğrencilerin yorar ki onların verdiği yorgunluk hiçbirşeydir.Hep bırakıcam bu işi dersin hangi alana geçsem diye söylenirken bir öğrencin gelir - öğtemen nere gitcen bende gelom der ağlaya ağlaya masana oturursun.
zordur bu meslek. sevsen de, çok iyi bir eğitim almış olsan da zordur. okurken, çalışırken aklının bir köşesinde hep bir kaç sene sonra bırakacağım zaten düşüncesi vardır.evet parası iyidir, iş bulamama gibi bir derdin yoktur ama zordur be arkadaş.
sevince öyle kolayki össye girsem çok çok yüksek puan alsam, her yer tutsa yine bu bölümü gözüm kapalı seçerdim. kutsal bir meslektir. onlar yaşayan meleklerdir.
otistik bir çocuğa sahip olan bir annenin okuduğumu öğrendiğinde "çok zor, okuma bence" deyince şaşakaldığım, severek okuduğum bölümüm. herkesin yapabileceği bir meslek olmamakla birlikte en huzur veren meslektir zannımca.
son yıllardaki en şöhretli bölümlerden biri. bu bölümü bitirip de işsiz kalan olmadığı gibi dolgun ücretlerle çalışmalarıda bölümün puanlarını yükselten en önemli etkenlerden biri haline gelmiştir.
en zor ve en sabır gerektiren bir o kadar da kutsal olan mesleklerden biridir heralde.gerçekten zordur;öğrencinin nezaman ne yapacağı belli olmadığı için..
çok ama çok sabır isteyen meslektir. insanlar kendi ailelerindeki engellilere bile sabır gösteremezken, bu insanların hiç tanımadığı engellilere sabır gösterip onlarla iletişime geçme çabası takdire şayandır.
öncelikle sabır gerektiren bir iştir.ama insanların bu mesleği para kazanma amacıyla yapması zaten hassas olan cocukları daha da içine kapatmaktadır.eğitimleri türkiyedeki çeşitli illerde olmaktadır.özel eğitim derslerinin yanında psikoliji ve formasyon dersleri de gösterilir.tabi ki türkiyede sorunsuz bi mesleğin olmucağı gibi bu mesleğinde sorunları vardır.zihin engelliler öğretmenine duyulan ihtiyaç devleti emekli sınıf öğretmenlerini bu alana aktarmasıyla çözülmeye calışılmaktadır tıpkı ingilizce öğretmenliğine ziraat mühendisleri ve sınıf öğretmenliğine herhangi bir lisans bölümünden mezun olanları atadığı gibi.4 senelik eğitimi 1 aylık kısa bir döneme sıkıştırmıstır.tabiki de özel eğitim ve rehabilitasyon merkezleri parayı düşündüğü için özel eğitim öğretmenlerini değilde sınıf öğretmenlerini bünyelerine katmışlardır çünkü ssk derdi yok.bu da özel gereksinimi olan çocukların eğitiminde sorunlara yol açmıştır.
türkiyede çok az üniversitede bölümleri vardır. ve bir çoğu eğitimini hakkıyla yapmazlar(nerede tam olmuş o ayrı bir sorun)