iyi bir düzenlemeyle çok iyi olacak şarkıdır. sanki şarkının belli bölümleri birbirlerinden bağımsız gibi. ama özünde iyi biri. şarkı. şarkı iyi de çevresi kötü. neyse.
2005 yılının ekim aylarına denk gelir rüzgar kişisini tanımam. taksimde kıytırıktan bir cafe barda çalıyordu.çok sıradan şarkılar söylüyordu. herkesin dilinde olan, eline gitar alan herkesin ilk çaldığı şarkılardı bunlardı. kazara dinleme fırsatım oldu bunu, albüm yapıyorum falan diyordu o zamanlarda. meğer yapmış da bizim haberimiz olmamış, albüm yapmakla kalmamış içine zifiri gibi baba bir parçada koymuş. şimdi aklıma şu soru geliveriyor engelleyemiyorum;
ee be kardeşim madem vardı böyle meziyetlerin ne işin var kıçı kırık kafelerde?..
bu entry sanki rüzgar başlığına yazılmış gibi duruyor o sebepten zifiri için bir şeyler söyliyeyim. dinleyim kardeşim. alıp götürüyor bir yerlere insanı. geri getirmiyor üstelik..
istiklal'de beyoğlu pikap'ta sahneye çıkan rüzgarın güzel şarkısı yeni albümünün çıkış şarkısınıda dinleme sansınıda yakaladım zifiri'den daha güzel bir parça.
gecenin herkes yattıktan sonraki zifiri karanlıkta odaya zulalanmış kırmızı şarapla birlikte dinlendiğinde pek bi hüzünlendiren hatta içinin böğüm böğüm böğümlenmesine neden olan şarkı.*
bir günahkarın soğuk bakışlarındaki sıcalık ısıtır mı içini? gözyaşlarına dokunabilir misin? her dumanda içime seni çekerim, her salışta senden vazgerim.
ferhat göçer'in de yorumladığı, herkesin rüzgar'a ait zannetiği ama aslında ona da ait olmayan harikulade şarkı, kadeh kırdırır adama, kadehin içinde mey de olsa su da olsa kırdırır.