Bu türkü, Zamanında, Marshall yardımları çerçevesinde amerika'nın elindeki mısırları yağ yapıp bize kakalamasının hikayesidir.
O zaman köylü işi, sağlıksız, ucuz diye kötülenen, kanser yaptığı söylenen zeytinyağı yerine, mısır yağı ve margarin pompalanmıştı bize. Ve tabii ki damarlarımıza.
Hem zeytinyağlı yememiş, hem de basma ve fistan gitmeyerek şehirli olmuştuk.
Atatürk'ün milletin efendisi saydığı köylüye de efendi diyemeyeceğimizi yine bu türlü ile deklare etmiştik.
"zeytinyağlı yiyemem aman
Basma da fistan giyemem aman
Senin gibi cahile
Ben efendi diyemem aman"
Diyerek zeytin ağaçlarını sökülüp yerine mısır dikmiştik.
Ne kusursuz bir katliam.
Var olsun Amerika!
Ekşideki yazıyı okudum. Sarısözenin yaptığı ezgi derleme macerasını anlatıyor sayfa sayfa. Yalnız türkünün kaynağı ile ilgili ya da sözlerin neden böyle olduğuyla ilgili bir tek satır yok. Ondan sonra da cevap verenlere cahil kopekler diye editler gelmiş.
Türkünün sözlerimin niye böyle olduğu için neden tek satır olsun ki, türkülerimizin zaten hepsi bu şekilde.
indim dereye daş bulamadım...
Tüfenk aldım çıktım keklik avına...
Dam üstüne çul serer...
Kara dağın boz yılanı gelir dolanı dolanı...
Erzurum çarşı pazar oy leylim amman...
Evlerinin önü yoldur, yoldan geçen karakoldur...
Zeytin yağlı yiyemem aman basma da fistan giyemem aman...
Bütün bu yazdıklarımın hepsi türkülerin giriş cümleleri. Ve hiç biri ilk giriş cümlesinde ki olayı konu almıyor anlatmak istediği hikaye hiç birinin bu değil. Sadece bir giriş cümlesi o kadar.
Şu türkü de ard niyet arayan harbi kara sığırdır. Aynı zamanda düz dünyaya vs de inanıyordur büyük ihtimalle.
Nerde, neden, niçin, ne zaman, kim sorularını sormayı öğlenemediğimiz sürece daha çok böyle saçmalıkla uğraşırız. Dalyarağın biri osurup osurup ipe dizer sonra biz de tartışır dururuz işte.
Adam ekşide türkünün sözleriyle ilgili bir yazı yazmış. Türkünün sözlerinin sipariş üzerine yazılmadığına dair yazılmış uzunca bir yazı. Yani bir iddiaya cevap niteliğinde bir yazı. işte o yüzden türkünün sözlerine açıklama getirmesi gerekir çünkü ortada sözler ile ilgili bir iddia var. O iddia yanlış diyorsan ispat etmen gerekir ya hani... Ona mahsuben.
ilgili kartel tarafından, ilaç satışlarını patlatma maksatlı olarak, piyasaya sürülmüş türkü.
Ardından, "Ben varmam inekliye, yoğurdu sinekliye" türküsü ile süt endüstrisine darbe vurulmuştur.
abd marshal yardımları sonrası üstüne birde diğer yardımları yapınca sağ siyasiler ,şanlı türk ordu ve bürokrasisi şenlik yaptı.
ordu abd malı trans yağları kulanmaya başladı. hayvancılık cenneti ülkede süt tozu içirildi öğrencilere o günün taytı sayılan streç tipi naylon karışımlı pantolonlar, kazaklar MODA OLDU.
ATAKÖY'ÜN ORTASINA ViTA YAĞI FABRiKASI BOĞAZIN KIYISINA(VANiKÖY) MISIR ÖZÜ FABRiKASI DiKiLDi.
KAraköy'ün koca çarşısı amerikan pyrex'ine dönüştüldü.
pamuk,keten kenevir cenneti ülkede abd jeansları yok satıyordu.
zeytinyağı,demode sayıldı ..
vita yağı baştacı edildi.
süt tozu dedik ya ,ilkokul öğrencilerine süttozundan yapılma süt verildi evde ki süt beğenilmiyordu.
basma pazen tu kaka oldu.
bunlar hep şanlı tsk-ordu generalleri ,işbirlikçi burjuvazi ve satılmış sağcı politikacılar ve hain bürokratlar tarafından gerçekleştirildi.
halkta 77 yıldır süren vatan-millet edebiyatı ile uyutuldu, 1974 'de kıbrıs harekatı ile halk uyandı ama ne çare bu sefer silahlı paramiliter ülkücü çeteler ve istihbarat devreye girdi.
1977' chp ve ecevit en büyük düşmandı, polisler her fırsatta chp'ye saldırıyorlardı ,chp'li ve devrimci polisler pol-der'i kurdu,öğretmenler töb-der'i,işçiler disk'i ve nicesi.
bir tek chp'nin ileri kanadı ve devrimciler direniyordu bu emperyalist saldırıya.
milli sanayi milliyiz diyenler tarafından yok edildi. tarıma darbe vurulmaya başladı, su kaynakları bizzat sağ hükümetler tarafından yok edildi.
işte o türkünün olayı budur.
zeytinyağlı yiyemem aman basmada fistan giyemem aman.
en büyük abd dostu generaller ve işbirlikçi burjuva idi.
tabi sağ.
şimdi alın kınayı kıçınıza yakın hala sağcıyım, milliyetçiyim, miliyim diyenler.
