gölgelik alanlar yetersiz olduğu, su altın değerine satıldığı, tuvalete ulaşabilmek için 2km yürümek gerektiği, deniz soğuk olduğu, çadırda gece donduğum, gündüz yandığım, eve keçeleşmiş saçlarla döndüğüm ve bir sürü rezillik çektiğim halde eğlendiğim festival.
(bkz: yine olsa yine yaparım)
zeytinli rock fest kapsamında gittikçe düzelmesi gereken organizyon meredinin iyice dibe vurduğu festivaldir.
tecavüze kalkışmalar, çadırın önüne işemeler, denizin bira şişeleri ile kaplanması, 5 ytl girişi gören ayıların kış uykusundan uyanması ve bir çok siktiriboktan* olaya ev sahipliği yapmıştır.kısacası, bokumun kalitesine ulaşamamış festivaldir.
Bir festivalden ne beklediğine bağlı olarak kişiden kişiye değişen organizasyondur Zeytinlidir, rocktur ,festivaldir. Acayip ucuzdur, keyiflidir.
Ben ne beklemiyodum ; birkere bu kadar küçük yaş ortalaması beklemiyordum sonra festival alanının bu kadar pis olabileceğini beklemiyordum , sıcak biraların su gibi gidebileceğini aklım almıyordu, insanların gece yat saatinde(sabah 3-4 sularında) çadırların arasında halay çekebileceğini düşünmek bile istemiyordum... ama hepsi oldu
Peki oraya ne için gitmiştik? Pentagram ve Moğollar için ve ikiside muhteşemdi. Ben ve arkadaşlarım için festival nasıl geçti? yorucu ama beklentilerin gerçekleştiği bir festival olarak. Hele Gece kumsalda yatıp deniz ve mehtabı seyretmek yok böyle bişiy.
Zeytinli de yanınızda olması gerekenler
- Para ( çok olmasada) 1TL fark için bile insanlar bira içmek için akın akın dışarıya çıkıyorlardı. Öğrenci arkadaşlar iyice biriktirin paranızı tavsiye olunur. Sonra üçüncü akşam kimse içmeye para bulamıyor.
Festival alanın hemen dışındaki çevre bence iğrençti. doğru düzgün ne kaldırımın ne yolun olduğu tozlu topraklı yerlerde, anti hijyenik yiyecek satan bir sürü esnaf vardı. Gerçi içeriside pek farklı değildi. Hem de daha pahalıydı. Plastik bardakda çay 1 ytl idi. Gerisini siz düşünün.
Festival alanında ise yine her sene olduğu gibi yetersiz çöp bidonu ve duyarsızlık sonucu her taraf bira şişesi, plastik bardak, kağıt, pet şişe gibi bilumum şey ile doluydu. Duşların sayısı yetersizdi, hep sıra vardı. Çadır alanını tel örgüyle ayırıp iyi yapmışlar ama. Sadece mor bilekliler girebiliyordu buraya.
Gruplara gelince, Pentagram çok seyredilmesinden midir nedir, o coşkuyu pek veremedi. Yada biz yorgunduk. Tiamat' ı izleyen seyirci azdı. Dinar Bandosundan sonra en az seyirci onlardaydı sanırım. Soul Sacrifice iyiydi ama bas amfisi problemi biraz uzun sürünce seyircinin enerjisi soğudu. Yüksek Sadakat hiç beklenmeyen ilgiyi gördü, onlarda şaşırdılar.
badem festivalin en yürekten grubuydu. Parçalarıyla, vokalistin sempatik tavırlarıyla çok samimilerdi. Ayrıca çok iyi çaldılar. Yalnızlar rıhtımı coverları da manyak ötesiydi. Galiba Guns n roses' ın bir parçası ile intro yaptılar. Eyvah GR mi çalacaklar derken Reggae düzenlemesinde bir Yalnızlar Rıhtımında ile karşılaştık. Sonra nasıl olduysa arada Sweet Child O' Mine solosu atıldı. Tekrar Reggae oldu. Bir ara basçı tapping yapmaya başladı. Süper düzenlemeydi bence.
Tibet Ağırtan Rock'n Roll Band de bayağı coşturdu. Tibet' in Gibson gitarının mükemmel bir tonu vardı. Sololara bittim. Bir de Tibet Ağırtan' ın rock'n roll parçalara geçmeden önce dediği "evet şimdi rakın röl" esprisini kaç kişi anladı merak ederim. (bkz: #3422882)
festivalin en son çıkan ve belkide sırf onun için gidilen, dört gözle beklenen grubu tabii ki kurban dı. Her şarkıya girmeden önce intro yaparak bizi şaşırttılar. Grubun bütün elemanları insan ötesi bir performans sergilediler. helal olsun. Konser gece dört dört buçuk civarında bitti. Konser sonunda onlarda bizde çok yorulmuştuk ama her iki tarafta acayip memnundu.
Amatör grupların çıktığı mekan berbattı. Güneş tam tepedeyken ne müzisyen ne seyirci dayanabilir o sıcağa. Gereksizdi bence. Gruplara da bir faydası olduğunu zannetmiyorum.
2. günü dizi dönen 150 kiloluk herife yardım ettiğimiz festival. şimdi insanlık ölmüş diyeceğim ''yardım ettin götün mü kalktı lan'' dicekler. götümün kalktığından değil de üç beş kız göreyim, kıza sürtüneyim, eğlencemi bozmayayım diyen kişilere biraz tav oldum o kadar.
soul sacrifice konserinde pogo yapan bir kaç kıro, üç beş ne idüğü belirsiz, birazda metalci gençler arasında 150-200 kilo arasında bir elemanın dizi dönmesi sonrası[bizim anladığımız ve kendisinin dediği kadarıyla] tek başına önümüzden geçmesiyle bizim koluna girmemiz bir olmuştur. başta tırstık tabi ve pogo yapmaya geldi zannettik. sonra anladık. biri ben ve bir arkadaşımla konser alanının dışına çıkardık. iki kişi yardım edemeyeceğimizden diğer arkadaşlarımı çağırdım. sonra ambulansa kadar gittik ve yardım istedik. sağolsunlar biz ambulansı oraya kadar götüremeyiz deyip bizlere bi sedyeye benzer bir şey verdiler. siz getirin dediler.
herneyse ambulansın bu makbule geçen yardımından sonra gencin yanına gittik. oradan arkadaşlar konser alanının arkasından güvenlikçilerden yardım istemişler. derken hepsi bir arada geldiler, gençte arkadaşlarını aradı. hepimiz beraber genci götürdük ambulansa. bu arada catafalque çıkmıştı, bizde o önlerdeki yerimizi kaptırmıştık tabi. ne öndeki yerimizi kaptırdığımıza ne de başka bir şeye üzülüyordum.
genci götürürken bile çekilmeyen insanlara, önlerinden geçerken sevişen, öpüşen çiftlere, angut gibi bakıpta bi boka yaramayan saplara üzüldüm.
o işe yaramayan sedyeyi ise hem ambulanstaki çalışanlara hem de oraya ne rock ne metal ne de arkadaş ortamı için gelmeyenlere armağan ediyorum..!!
görevli bilekliği ve kartı olmasa gidilecek türden olmayan festival.. ha siz derseniz ki "ben 16-17'lik bebelerle eğlenmeyi seviyorum" o zaman tam sizlik ama normal şartlarda "bok gibi bir festival"...
tuvalet bile paralı lan! ve kesinlikle festival havasında değil.. elinde jop ile gezen güvenlikleri görünce insan ohal bölgesine gelmiş gibi zannediyor kendisini.. kalite sıfır, pentagram'dan berbat bir performans allahtan ogün vardı da insan biraz eğlenebildi.. ayrıca Grup Bütünleme diye bir grup var solistini ilk gören öldürsün zira insan bu kadar berbat edebilir şarkıları.. ha "ben beğendim" diyen varsa kulaklarına acil bakım gerekir..
fiyatlarıyla beni şoka uğratmış festival. sen git ali sami yen de bi suya 2 milyon ver burda 5 milyona tişörtler olsun. bu yüzden gerçekten teşekkür ediyorum organizatörlere. yalnız bileklikler mordu. * güzel zaman geçirdik ama 2. gün bütün gruplar metalciydi beyin patlaması yaşadım o günün sonunda. kavgalar falan .eğlendik , güldük , içtik. seneye bu festivalin olmaması için elinden geleni yapacağını söyleyen elemanlar vardı bakalım başarabilecekler mi.
her duyurusunu yaptıktan sonra iğrenç bir ses tonuyla 'vee rock forever diyorumm!' diyen anonsçu hatuna kafa atmak istediğim festivaldir. millet zaten sıcaktan mayışmış, 15 bira ödüllü voleybol mu - gölge mi diye kara kara düşünürken o bet ses işkenceydi.
onun dışında süper eğlendik o ayrı.
kurban için gittiğim ve harcadığım paraya değen festival. sosyomat.com'un zirve yaptığı ve "uludag neden yapmıyor anuna goyim" dememe neden olan festival.
tuvaletlerin paralı olması sonucu pet şişelere işediğim festival olmuştur.**kurban bizi bizden almıştır son konserde. diğer iyi performanslar olarak ogün sanlısoy, moğollar ve pentagram gösterilebilir.
bir gün öncesinden kamp alanına gitttiğimizden, yer konusunda bir sıkıntı yaşamadık. sahneye, tuvaletlere ve standlara yakın bir noktada çadır kurmak avantajdı.
kamp alanında en çok dikkatimi çeken, sosyomat com un müthiş organize şekilde kurulmuş çadırları idi. tam kamp alanı çıkışına, yaklaşık 10 çadırlık * bir parsel kapayarak festivale gelmişlerdi.
aynı organizasyonu *ten beklerdim ancak olmadı, olduysa da ben görmedim.
ses sistemi ile ilgili söylenenler kısmen doğru, seslerin tizleşip pesleşmesi, kullanılar elektrik aksamının bazen çalışmaması, kabloların bazen dip gürültüsü yaratması kulak tırmaladı.
ancak konseri bırakıp gidecek derece rahatsız edici dedğildi. kimin ne çaldığı, ne söylediği rahatlıkla anlaşılıyordu.
özellikle tibet ağırtan konseri muhteşemdi. festivalin son günü, ağrılar içinde kıvranmama rağmen, gidip en önde çılgınca dans ettim.
festival alanı çok pahalı değildi, dışarısı ile en fazla 50ykr-1ytl kadar fark oluyordu. tabi gündüz alanda denize girmek dışında çok feci atraksiyonlar olmadığından, akçaya gidilerek okey oynandı.
zeytinli halkı ise festival boyunca azınlık halindeydi.
insanları metalciler gördükçe "bunlarda böyle işte" diyerek tüm olayları geçiştirir oldular.
sonuç olarak kaçıranların gerçekten üzülmesi gereken fesitval olmuştur. seneye görüşmek üzeredir.
-gölgelik alanların eksikliği nedeniyle güneşlenmekten zenciye döndüğüm festival.
-iki tecavüz girişiminin meydana geldiği, birinde kelepçelenen elemanlara bizzat şahit olduğum festival.
-denizinin çok tuzlu ve hayatımda girdiğim en soğuk deniz olduğu festival.
-75 cl smirnoff votkamı güvenliklerin aldığı festival. o şişeyi fondip yapsam o kadar içim yanmazdı şerefsizim.
-ilk gün su ve bira satılan festival cafe'de, ikinci gün "su satmak yasak birayı efes çadırları satıyor" cevabıyla karşılaşılan, saçma sapan organizasyona sahip festival.
-en geç sabah 8'de ske ske sıcaktan uyanmak zorunda kalınan, çadırların sauna etkisi yarattığı festival.
-deniz bisikletine 7 kişi binilince çıkan dalga sonucu battığımız festival.
-gündüz hiçbir şekilde müzik yayını yapılmayan sadece canlı müzik dinlediğimiz festival.
-bol bol iskambil oynanan festival.
-voleybol turnuvasında maç yapmadan yarıfinal oynadığımız festival.
-3.gün güneş çarpmasına maruz kalıp hala mal gibi olmama sebep olan festival.
-barışarock'a oranla çevreden gelen gürültülerin çok daha az olduğu fakat organizasyon açısından barışarock'la kapışamayacak festival.
-ogün sanlısoy konserinde kavga çıkan festival.
-emo'lara kapı önünde üç liraya fön hizmeti sunulan festival.
-festival sonrası, festival alanının çöplükten farklı olmadığı festival. 2 çöp konteynerı hariç hiç bir çöp kutusu görmediğim festival.
-redbull+votka'nın 9 liraya satıldığı festival. *
-her şeye rağmen harika dostluklar kazanılan ve var olan dostları pekiştiren festival.
sanılanın aksine pis insanların katılmadığı etkinliktir. festival havasının tüm sokaklarda dolaştığı, sınırsızca sokaklarda içki içtiğimiz, dibine kadar eğlendiğimiz etkinliktir. bazı yazarların ahlak dersi verme çabalarına karşın; " siz bir kişi biz ise on binlerce ... " gibi bir karşılık verilebilitesi yüksektir, yerindedir.
kurban'ın altın vuruşuyla sonlanmış festival olmuştur.
sabaha karşı 05.00 sularında sonlanan konserde genci yaşlısı herkes tepinmiş bulunmaktadır.
toz denilen dumanın tadını ciğerlerimizde hissettik resmen.
Hakkında izleyici ve de grup elemanı olarak taban tabana zıt yorumlar yapabileceğim festival. Hemen başlayalım;
izleyici olarak;
- organizasyonda ki herkez çok güzel çalıştı, güleryüzlüydüler, ufak tefek aksaklıklar dışında kesinlikle başarılı bir organizasyondu.
- Yemekler ucuz ve fiyatına göre belirli bir standarttaydı, özellikle kuş ekmek mükemmeldi.
- En büyük eksiklik, müzik ve deniz dışında yapılacak bir şey olmamasıydı, insanların çoğu çok sıkıldı.
- Gölgelik alan eksikliği ikinci problemdi, genelde herkez az sayıda olan gölgelik alanların altına balık istifi şeklinde sıkışmak zorunda kaldı, gerçi işte tanışmış, kaynaşmıştır gençler bu şekilde ama yine de daha püfür püfür olsaydı keşke ortam.
- Tuvalet ve duşlar konusunda yorum yok, zira festivallerde bu böyledir, çözümü yoktur.
- Ana sahne gruplarına ait kulisi ve oteli de ziyaret ettim, herşey düşünülmüş, ve konfor sağlanmıştı.
Rock Express sahnesi amatör (kime göre, neye göre) grubu olarak;
- Organizasyon berbattı, kötü niyetliydi, tamamen aksaklıklar üzerine kurulmuş, hesapta amatör ruhu destekleyen, ama amatör lafını bundan sonra küfür olarak algılamamı sağlayan insanlar gürühuydu.
- Sahnenin üstünü ya da en azından dinleyici arkadaşları kapatacak bir çadır kurulabilirdi, ama sanıyorum amatör düşmanı organizasyon bunu reva görmedi. red bull kutuları bile bizden değerliymiş gibi hissettim, en azından gölgedeydiler. Bir de tamam amatör diye adlandırdığınız gruplardan nefret ediyorsunuz, kardeşim bari seyirciye saygınız olsun, 30 derece sıcakta, saat 12:00'de gruplar çaldı be insafsızlar, birinin başına güneş geçse bayılsa, bu bana göre amatördü iyi oldu mu diyecektiniz.
- Zilyon tane konsere çıkmış biri olarak ilk defa ne yol parası, ne kalacak yer, ne de bir şişe su vermeyen bir organizasyon gördüm. Ulan bir şişe bira verir be insan, onca yol gelmişiz.
- Amatör gruplara verilen tek hak bedava tuvalete girebilmekti.
- Konser saatimizin değiştiğini, bir gece önce (konserden yaklaşık 10 saat önce) sabaha karşı atılan bir mesajla öğrendik. Yolculuk planını eski saate göre yapmış elemanları, mekana getirebilmek için, uçak ve taksi gibi yüksek bütçeli harcamalara girmek zorunda kaldık. Organizasyon aramadı, özür bile dilemedi, mesaj attı, kontürleri yokmuş galiba, en azından çaldırıp kapamadılar.
- 45 dakikamız olduğu söylenmişti, sonra 30 dakikaya düştü, en son 20. dakikada hadi hadi bitirin şeklinde uyarılarak sahneden indirildik.
Sonuç : Organizasyonda ki arkadaşları tanıma fırsatım oldu, hepsi de pırlanta gibi insanlar, gerçekten deli gibi de çalışıyorlardı, koşturmaktan mahfoldular, sonuçta ortaya da çok güzel bir festival çıktı, lakin amatör grup diye adlandırdıkları gruplara yaptıkları hiç ama hiç hoş değildi, eğer adam gibi idare edip yönetemeyeceksen, etkinlik eklemeyeceksin programa sırf dolu gözüksün diye. Umarım önümüzdeki organizasyonlarda buna dikkat ederler, yoksa festivallerini rock'n coke gibi festivallerden ayıran en önemli özellik olan amatör ruhlarını ve kitlelerini kaybederler. Yıllardır zeytinli'ye gelen biri olarak bunu istemem.
Peşinen edit : madem organizasyon size birşey vermiyordu, neden geldiniz çaldınız derseniz, cevabım şudur, herşeyi menejer diye adlandırılan arkadaşımız ayarladı, bizim bu şekilde olacağından oraya gelene kadar haberimiz yoktu, sorma ihtiyacı duymamıştık, zira böyle bir şey yapılacağı aklımızın ucundan bile geçmemişti.
festivale baslamadan once, cadirla takilan sabah sekiz gunes isigiyla yol alir, o da yetmediyse muhakkak on bes metrekarelik bir mevkide eline gitari alan bir durzu romans parcayla sizi uyandirir, diyemedigim icin cadirda yasayan festivalzedelerden buyyuk ozurler diliyorum.
akcay'da dort yildizli omur otel'de konaklayarak atlattigim festival.
festivale dair notlar.
oha cektiren manita sayisi yok denecek kadar azdi. hatta anami siksinler yoktu. fekat akcay plajlarindaki manitalar lokumdu.
erkekler orta karardi. birkac ust duzey yakisikliya ev sahibi yapan etkinlikte dort kiz arkadasimla karsilastim.
bunlardan cadirda kalan ucu en az bir kisiye verdigini belirtti. pansiyonda kalan arkadasimsa, kendisinden yirmi yas buyuk, balikesirli kirk bes yaslarinda bir ptt memuruna verdigini itiraf etti.
erkek arkadaslarimin sayisi ondan fazla idi, bunlarin yuzde ellisi basariya ulastiklarini soylediler. dort gecenin ucunu bos gecmeyen x muzik grubunun bascisi olan elemanin, festivalleri cok sevdigini, keske her mevsim yapilsa diye soylendigi gozlemlendi.
ben manitayla gittim.
cuma gunu had bang gunu olmakla birlikte, igrenc idi.
yiyecek ve icecekler sudan ucuz, sozum garibanlara.
denize isemek ve sicmak herhalukarda o tuvalet kabinine dalmaktan daha akil kari. paca arasi kalafati kumsala salma organizsayonundan bahsetmiyorum.
hayatimda yedigim en kotu pilav bilin bakalim nerede idi?
emo mu keko mu ne, death metalciler ile bunlar kavgali ama cozemedim, cozmek istemedim.
cumartesi gunu ay tutuldu.
deniz buzz gibiydi, tassaklarimiz kamasti.
otel odasinda exit gorunumlu kible tabelasi vardi.
edremit, zeytinli ve akcay'da yapilasmaya kalkisan mutahitlerin aklini sikeyim derdiniz, evlerin mimarisini gorseydiniz.
ben manitayla gittim, uhuhuhuhu, neden manitayla gittim uhuhuhu.
dün gece itibariyle bu sene için son bulan festival
girişi 5 lira olan bir festivalde süper bir organizasyon beklemek hata olur diye düşündüğümden sıkıntılara çok takılmadığım festival olmuştur
ortalığın çöp dolu olması ve son güne kadar sahnenin ses düzeninin çok sağlıklı olmaması can sıkıcıydı
kombine bilet alanların burnundan geldi sanırım 3. günün gecesinde bilekliklerinizi çıkarın öyle çıkın dendi kombine biletler çıkarılacaksa o zaman bu insanlar niye kombine aldı 'çıkış yasak yok belli saatten sonra giriş yasak' gibi teraneler söylendi o belli saat hiç belirtilmedi son gün girişte kavga çıktı zaten birçok kavga çıktı ogun sanlısoy'un sahneden müdahale ettiği kavga dahil...
bunun yanında bölgeye genç nüfusun gitmesi sahne önü eğlencesinden ayrı olarak dışarda kendi kendine eğlenen gençlik, kovboy şapkaları, posterci komedi amca, fondip yapılan biranın beleş olması gibi atraksiyonlar hoştu
festivale katılan tüm gruplar sahneye severek ve güzel bir enerjiyle çıktılar, ay tutulması eşliğinde konser izlemenin tadına varıldı
kendi adıma en çok tibet ağırtan'da eğlendiğimi söylemem gerek
her ne kadar türlü aksilikler olsa da her sene daha iyiye giden organizasyon umuyorum seneye çok daha güzel olacaktır
organizasyon tarafı tamamen yerlerde olan festivaldir. cuma gecesi saat 22:30 dan sonra içeri kimse alınmayacak kimse dışarı çıkamayacak gibi insanı öfkelendiren anonslar yapılmıştır. * güvenlik görevlileri ellerinde coplarla dolaşmaya başlayınca insan iyice bir gerildi doğrusu. festivale gittiğimizi bir türlü anlayamadık çünkü djler yatarak para alma sevdasına bürünmüşler ve bundan dolayı gündüzleri bizi müziksiz bıraktılar ayrıca kimse kusura bakmasın rock express sahnesinde çıkan grupların bir çoğuda kaliteli müzik yapamadı yada sahne o kadar kötüydü ki bir b.k anlaşılmadı.
tuvaletler paralı olunca e tabi bir de bira sudan daha çok tüketilince insanlar durmadan tuvalet için 50 kuruş vermek istemediler ve pet şişelere işeyip bir taraflara atmaya başladılar. hele ki kumsalda kız arkadaşınla otururken yanına 2 tane adam gelip işemeye başlayınca insan tuvaletleri paralı yapan organizasyona ana avrat sövmekten kendini alıkoyamıyor. * çadırlara yakın hiç bir yerde çöp kovası falan olmadığından* herşey çöplük oldu, deniz ve sahil dahil. birileri keşke arada temizleseydi.
genel olarak zeytinli rock fest 2008 bu sene vasat bir durumdaydı. bir tek arkadaşlıklar ve denize girmek güzeldi.
hayranı olduğunuz gruptan üzerinden içilmiş pet şişe su veya bateristinden kırık baget parçası kapabileceğiniz festival. aynı zamanda, bagetin iki ayrı ucundan tutarak
"benim, benim, benim" diye bağrışan fakat asla kavgaya dönüştürmeden birinin vazgeçmesiyle son bulan karşılaşmaları izlemenize elverişli de bir saha.
nabıcan kırık tahta parçasını? git adam gibi siyah tişörtünü al tezgahtan, üzerinde zeytinli rock yazan,
al sana anı eşyası. girme öyle poleniğine falan rezil etme kendini. isterse gitarını atsın ilgilenme.
