Zeytini çatalla yiyen bir grup insan vardır, bunların içinde de bir grup vardır ki bunlar zeytinin cigidini de çatalla çıkarmaya çalışır. Bir de dilleriyle böyle cigidi çatala iterler, dudaklarını büzerek açı verirler cigide, tam çatala düşsün diye böyle bir değişik saklabanliklar sebeklikler ibne ibne hareketler.
Sözlüğün erkeklerine zeytin yemeyi öğretecek değilim ama o zeytinin cigidi çıkarılırken G3 mermisinden çıkan ses gibi bir ses çıkacak efendim.
çok kişiyken ortaya genel koyulmuşsa; öyle her boka bandırdığın peynirli meynirli, yumurtalı, işte efendime söyleyeyim akçaağaç şuruplu, kaşkaval peynirli çatalla girişilirse benim ayarlarım kayar. zeytinini de çatalını da sapanla karşıdakine saplarım, doğal olarak kahvaltımı da kibarca yarıda bırakmış olurum bu sayede. adeta bir istanbul hanfendisi gibi.
eliyle alıp da, çekirdeğini emcükleyip eline çıkarıp döndürüp, geri zeytine bandıran olursa da kızarım.
her şeyi bıçaklarım.
en kıl olduğum şey düz zeminde kayacak kadar yağlanmış ellerle çay bardağını tutmak. kahvaltıdan sonra bir bardak daha çay koyup salonda muhabbete başlayamıyorsun çünkü nalet olsun bardağın her yerine yağ bulaşmış oluyor. yeni bardak çıkarmakla uğraştırıyor.
o yüzden zeytini çatalla yerim.