Zeytin - ekmek diyince babaannem ve çocukluğum geldi aklıma. Anlatmadan geçmek istemedim. Her yaz genelde temmuz sonu türkiye'ye babaanneme gelirdik. Okullarımız o dönem biterdi. Kalabalık bir aileye sahip olunca haliyle kuzenler de çoktu. Hepimiz hemen hemen aynı yaşlardaydık, bir de köy olunca arkadaş ortamıda çoktu. Biz de oynardık hep sabahtan akşama kadar. Öğleden sonra dört gibi babaannem seslenirdi bize. koşa koşa giderdik yanına, bilirdik ki yanında zeytin, yufka ekmek, helva ve fanta var. Bize zeytinli helvalı dürüm yapardı bir de yanına bir bardak fanta verirdi. Öylece iştahla yer ve içerdik. istisnasız her gün yapardı o temmuz - ağustos sıcağında, bazen o bizi çağırırdı, bazen de biz giderdik isterdik. Taa ki babaannem rahmetli oluncaya kadar. Düşündümde kendisi 1 eylülde vefat etti. En son ölmeden önce verdiği fanta, zeytin, ekmek ve helva dörtlüsüyle beraber kendisi de gitti. bir daha da o lezzeti tatmadım.
Şu anda midem yüzünden acildeyim, senelerdir yiyemedim o zeytini burnumda tütüyor siz de başlık hortlatiyorsunuz. Güzel ikilidir, limon ve acı pul biberle muhteşem grup olurlar.