dtp kontenjanli bagimsiz milletvekili ufuk arasin esi. "kafamda her polis kotudur diye bir imaj var" ve "bana kimse ne mutlu turkum diyene dedirtemez" seklinde laflariyla kendini yeterince ortaya koymustur zaten. kocasi gibi gereksiz bir zat...
ödp' den bağımsız milletvekili ufuk uras' ın eşi. dtp kontenjanlı olmayan bir kocası vardır. ben mi nereden bileceğim? ben oyumu ufuk uras a verdim, verirken hiçbir şekilde "hmm, ben dtp liyim ulan bari oyumu ufuk uras' a vereyim" gibi bir düşünce olmadığı için verdim. ben oyumu bu adama inandığım için verdim. her neyse. bence ülkeden bihaber insanlara, bir sürü laf söyleyip hiç bir olaya girmeyen insanların arasında bu zat ülkemiz adına çok gerekli bir zat. kimse birisinin gerekli ya da gereksiz olduğuna karar verebilirmiş gibi gelmiyor bana haksız mıyım? anayasal haklar falan hani. ondan diyorum.
şimdi sadede geleilim. birincisi bu bayan bir dansçıdır. bir sanatçı da diyebilirisniz, farketmez. bu şahsın bu sozlukte bulunmasının tek sebebi "bana kimse ne mutlu turkum diyene dedirtemez" dediği içindir. evet bunu iyi anlarız, kötü anlarız bilemem.
bu sözlerin bulunduğu bir röpörtajı var kendisinin. şuradan okunulabilir; http://www.haber7.com/haber.php?haber_id=269773
neyse kendisine bu sözlerinden dolayı kızanların bu röpörtajın tamamını okumadıklarına yüzde doksandokuz civarında eminim.
şimdi röpörtaja geçmeden önce belirtmem gerekir ki röpörtajda ki sorular, soruluş şekilleri bildiğin kötü niyetlerle sorulmuş, orası belli. tek amacı "bir açığını yakalayayım da seni alaşağı edeyim" olan bir röpörtajdır. buna rağmen bu kişi hiç bir şekilde sözünü sakınmamış açık açık düşündüklerini savunmuştur. (biz değilmiydik düşünce özgürlüğünü savunan)
neyse röpörtaja geçelim. alıntı yapıyorum kısım kısım.
- Bir yerde, "Bu ülkede ne Kürt, ne Türk, ne Ermeni olmak zor. Bu ülkede en çok 'başarılı' olmak zor" demişsiniz! ( sonunda ki "!" ne kadar dikkat çekici değil mi, sanki "kimse düşünemez lan böyle" gibi bir havası var bilemedim.)
Zeynep Tanbay: Türkiye'de azınlık olmanın ne kadar zor bir şey olduğu tartışılmaz bir şey. Onların yaşadıklarını her gün iliklerinize kadar hissediyorsunuz. Hem Türkiye vatandaşı olup, mesleğinizi iyi yapmak da azınlık olmanızı sağlıyor bence. Orhan Pamuk'u düşünün. Dünyada, Nobel ödülü almış, ülkesinde bu kadar tartışılan, itilen bir başka yazar var mı sizce? ( eh bilemiyorum bence gayet güzel bir açıklama)
Tempo: Siz kendinizi çok başarılı mı buluyorsunuz? ( alt metin: ha diyosun ben başarılıyım, süperim öyle mi? röpörtajı yapan arkadaşa hayran kaldım)
Z.T: Kendimi başarılı buluyorum diyemem. Sadece çocukluğumdan beri en sevdiğim işi yapıyorum; dans ediyorum. ( off buram buram mütevazi bir cevap kokmuyor mu sizce de? ayrıca siz "normal insanlar" ın tabiriyle kapak gibi oturmamış mı cevap?
şimdi röportajın kalanında hakikaten çok fazla bir yer kaplamayan bu konuyu niye başlık yapıyorsun? gazetecelik dediğin benim bialdiğim tarafsız olmaktır. ayrıca bir insanın evli olup olmamasını yargılamak ne zamandan beri gazetecilere düştü? evliliğe inanmayan insanlara öcü olarak mı bakıyoruz? nedir yani?
Tempo: Ufuk Uras'ın hayat arkadaşısınız değil mi?
Z.T: Ufuk Uras'ın eşiyim.
T: Evlendiniz mi?
Z. T: Evet. Seçimlerden hemen sonra. Bir prosedür olarak yapmamız gerekiyordu. Sonuçta Ufuk milletvekili oldu.
T: Bundan mutsuz olmuş gibisiniz?
Z. T: Aksine. Gayet mutluyum.
"kafamda her polis kotudur diye bir imaj var" diye bir cümle kurmuş, üzgünüm ama katılıyorum. zira bugüne kadar ben hiç güleryüzlü polis görmedim. bir kere bile bana hak veren polis görmedim. bana sürekli serseriymişim gibi davranan polislerle karşılaştım. bir otorite figürü olarak ağzıma sıçan polislik kurumunu gördüm. evime hırsız girdiğinde hiç ilgilenmeyen polis figürü gördüm, ancak buna karşın her ne hikmetse bir yeri şikayet ettiğim anda orayı saniyesinde basan polisler gördüm ki bu dediğimi iyice düşünen sebebini anlayacaktır. işte bu cümlenin kuruluş amacıda bu bahsettiğimiz polislerin yasal haklarının arttırılmasından gelmekte ki bence gayet doğru bir cümle . buna hala karşı olanlar ise bir gün kafasına copu yediklerinde anlarlar umarım.
neyse buradan sonra da tepkili olduğum bir çok konu var bu röpörtajla ve yapıldığında ki tutumla ilgili, ama zaten buraya kadar okumayı başaranlar, eminim ki röpörtajın kendisini okuyup ne demeye çalıştığımı anlayacaklardır.
öyle bir insan hayâl edin ki hem özgürlüklerden hem de en temel hakka, yani yaşam özgürlüğüne tecavüz edenlerden yana olsun. safça sorayım; böylesi mümkün mü?
elde viski, pabucumun solcusu koreograf, dansçı. üstüne üstlük bir de ufuk uras'ın karısı. kocası gibi neoliberal sol'un katıksız savunucularındandır. hayatı boyunca hadep'e, dtp'ye, bdp'ye oy vermiş bir neofaşist.
''nasıl 1915'te soykırım olduysa 2007'de de hrant dink'in öldürülmesiyle bir soykırım daha yaşanmıştır" lafını söylemiştir de cüneyt özdemir gibi sağlam karakter, kalkıp da ağzına vurmamıştır bir tane. bu avrupa'da yaşayıp, ülkenin olup bitenlerinden uzak kalmış insanların olaylar karşısındaki yeterince düşünülmemiş yorumlarından çok çekmiştir bu millet. avrupa sağ'cılarından çektiğimiz yetmezmiş gibi birde bunlar çıktı şimdi ortaya.
