Bu mu insanımızın layık olduğu, yada aradığı huzur?.. Karanlık bir tünelin ucunda, akibetini bekleyen bir ülke olmak mı derdiniz?.. Yetmedi mi kardeşin kardeşe sıktığı kurşun?.. Dökülen kan susuzluğunuzu gideremedi mi?.. Doymadınız mı anaların evlatlarının ardından döktüğü gözyaşına?..
Belli yetmemiş.. Marjinalliğinizi, silah olup, kurşun olup, ölüm olup göstermek kesmemiş sizi.. Şiir olup, şarkı olup, klip olup kusmuşsunuz içinizdeki nefreti kini.. Yuh!..
Bir delinin kuyuya attığı taşla uğraşıyor şimdi 70 milyon akıllı.. Öyle bir deli ki bu, şair sanıyor kendini, sanatçı sanıyor, hatta adam sanıp itlere çanak tutuyor.. Yuh!..
Öyle bir deli ki bu, içinde yaşadığı memleketi bölgelere ayırıp, kuş kadar beyniyle ırkçılık yapmaya kalkıyor.. Ve o memleketin cumhurbaşkanına, başbakanına, silahlı kuvvetlerine, kendi gibi müsvette değil, gerçek sanatçısına, yazarına, okuruna hakaret etmeye kalkıyor.. Yuh!..
Bayrak diye, toprak diye, namus diye, memleketi dinamitliyorsunuz.. Bizim bayrağımızda kurtuluş için, bağımsızlık için, özgürlük için, cumhuriyet için dökülen şehit kanı var.. Efesinden, zeybeğine, seymeninden dadaşına, gakkoşundan zazasına, kürdüne, alevisine, türkmenine, çerkezine nicesine nicesine kadar şehit kanı var.. Sizinkinde kardeş kanı.. Toprak bizim için vatan demek, ana demek, aile demek.. Türklüğü, rus kızlarının beyaz etinde arayıp, namus bekçiliğine soyunuyorsunuz.. Yuh!..
Ne cumhuriyet güneşinin ne de islam güneşinin sizin gibi riyakar bekçilere ihtiyacı yok.. Onlar sonsuza kadar parlamaya devam edecek.. Siz kendi karanlıklarınızda kendi etinizi yemeye devam edeceksiniz.. Toprak aynı torak; ister ak, ister kara, deniz aynı deniz.. Rüzgar aynı rüzgar, gemi aynı gemi.. Sizin pençenizle batar mı sandınız?
Sevgiye, kardeşliğe, insanlığa, ADAMLIĞA ne oldu?.. Hangi çıkar bohçasında, kaç düğüm attınız boğazınıza.. Irkçılıkla, bölücülükle, asıl bu memleketi siz ve sizin gibiler sattınız.. YUH YUH!...