pamuk gibi bi türküdür sözleriyle ruhunuzu okşar.. sevgili paylaşmak için size ilk dinlettiğinde zeynebi kıskanırsınız adeta.Acaba zeynep diye biri mi vardı kimi onun yerine koydu diye aklınızdan geçirirsiniz ama türkü o kadar güzeldir ki boşşşver deyip büyüsüne kapılırsınız.
kıraç'ın garbiyeli albümünde söğüdün yaprağı olarak geçen türkü.
akustik bir yorum. saygısızlık değil amaç lakin; eh işte.
hiç kimse bu türküyü erkan oğur gibi söylemedi, söylemeyecek.
kaynak kişi: âşık süleyman ( mahlası: fahri)
derleyen: muzaffer sarısözen
trt kayıt no: trt - thm 331
kayıt tarihi: 9 haziran 1973
türkü, "zeynep bu güzellik var mı soyunda soyunda? - mamaşlı zeynep'in türküsü" olarak kaydedilmiş ( bunun için bk. : türk halk müziği sözlü eserler antolojisi, trt müzik dairesi başkanlığı yayınları: 98, ankara, 2 cilt, 818 sayfa)
yine bu kaynaklarda türküye dair bir hikâye (notu) geçmemekte, dolayısıyla bu türkü için kimi yerlerde görülen hikâyeler uydurmadır.
türküye dair bir makale:
prof. dr. nevzat gözaydın, "zeynep türküsü ve yanlışların doğrusu", türk dili, tdk yayınları, sayı: 672, aralık 2007, ankara, s. 823-832 *
zor denkleştirilmiş bir 35 lik, -haşa alkolik değiliz, rakıya sevdalıyız-, 250 gram da peynir en ucuz ve tuzlusundan. bardaklarımız var, buzu da üç gün önceden hazırladık.
karşımızda midilli, inat edercesine heybetli. deniz nazlı bir kız gibi, bir coşuyor bir duruyor, gecenin soğumaya başlayan rüzgarları saçlarımızı dağıtıyor. cepte paramız yok ama dünyanın en zenginiyiz. demiş ya üstad; "hava bedava, su bedava" diye, aynı o düzendeyiz.
bu akşam keder akşamı, hepimizde bir suskunluk.. masadaki her dost biliyor hangi acıdan mahkum oldugumu. susarak herşeyi konuşabiliyoruz. saygılıyız suskunluğumuza.
ikişer duble içebileceğiz en fazla. sarhoşluk istemiyoruz zaten. rakı da paylaşsın istiyoruz bu acıyı, o sofrada eksik olmamış tek dost..
son dublenin son yudumundayız artık. zamanı geliyor. tek kaset çalarlı, iki büyük kalem pilli teybimizi çıkartıyoruz. kasette tek bir şarkı var bu acıları anlatacak. basıyoruz çal tuşuna çalıyor.
Zeynep bu güzellik var mı soyunda
Elvan elvan güller biter bağında
Arife gününde bayram ayında
Zeynebim Zeynebim allı Zeynebim
Beş köyün içinde şanlı Zeynebim
ilk mısralar yetiyor.. gözyaşları..
son bir gayretle çekiyoruz kalan yudumlarımızı.. gece duruyor, rüzgar susuyor, deniz çarşaf, ege'de bir matem..
kalkıyoruz masadan, gözlerimiz ıslak..
bizim neslimizde bu türkü deliyürek dizisi ile meşhur olmuştur.yusufun zeynep e aşkını temsil eder dizide.ee televizyonda yiğitliğin simgesi deliyürek ve onun türküsü çalarsa izlememek ve dinlememek de olmaz hani.ama ezgisi harici sözlerini pek de sevemedim.haliyle en sevdiğim türkülerden biri de oldu denemez.
sonraları ise başbuğ mustafa kemal atatürk ün en sevdiği türkülerden biri olduğunu öğrendik.belki de değildi ama biz öyle bildik.
türkü ise o günden itibaren başka bir havaya büründü benim için.
mustafa kemal bir berjere oturmuş elinde sigarası yanında rakısı belki de çok sevdiği kahvesi bu türküyü dinliyor,hüzünlü geçmişini ulaşamadığı aşkını düşlüyor.
"zeynebe gidemem yollar pek ırak"
dizesinde harbiyeden itibaren askerlik görevini icraa ederken,ve onun tek aşkı,sevdiği milleti,vatanı ve ordusu olması gerektiği için yanına gidemediği,ulaşamadığı ve gelecekte de ulaşamayacağı yarını düşlüyordu belkide.
vatan sevdası için kişisel zevklerden vazgeçilmiş bir hayat,Çanakkalede kanlısırtta verdiği emirler,hayatını hiçe sayması,geceleri başını yastığına koyduğunda aklında vatan düşüncesi,sabah uyandığında vatan düşüncesi,öğle yemeğinde vatan düşüncesi,akşam yemeğinde vatan düşüncesi.
fedakarlık üzerine bir hayat.
57 yıllık kısacık hayatında ise kendine ayırabildiği zamanda düşlediği ve kavuşamadığı aşkını belki de bu türkünün 3 dakikalık zamanı içerisinde düşleyebiliyordu sadece,kimbilir ayda bir yılda bir on yılda bir,ona tanrı nın yüklediği görevde bunu bile lüks görüyordu kimbilir.
kimileri diyecek bir türküden bile mustafa kemal aşkını çıkardın ya helal olsun pusat diye.türk milleti ile ilişkili her şey onu anlatmıyor mu ki,özel olarak sevdiği bu türkü bize onun aşkını daha da bir aşılamasın.
varsın tapıyorsunuz desinler kimisi fethullah denen hristiyan uşağına allah tarafından yollandı diyerek tapınsın ,kimisi ise hayatında kutlu ve kutsal hiçbir şey olmadan dalgasını geçsin hakaretlerini etsin.
tapıyorsak tapıyoruz,aşıksak aşığız,kara sevdalıysak da kara sevdalıyız ona.her şeyi geçtim o hayatını bize vererek kendi aşklarını bir kenara bırakarak bizler sevdiceklerimizi rahat içerisinde elimizde sigaramız düşleyebiliyoruz ya,bizler sevdiceklerimizle rahat rahat oturabiliyoruz ya.
iŞte bunları bile ona borçluyuz,hayallerimizi,hasretlerimizi her şeyimizi.
buradan müzeyyen senarın sesi arka planda çalarken yörük ali türküsünü söylerken o muhteşem sesiyle
samimiyete dayalı bir hitap veya seslenme şeklidir.
adı zeynep olan bir bayana hasretini anlatan bir şarkıdır.
çeşitli şarkıçılar bu şarkıyı seslendirmişlerdir.
potomya'lı bir türkücü olan şükrü güler'in seslendirdiği, hoş melodisi ile karadeniz müziği sevenler tarafından dinlenmesi gereken bir türkü...
şükrü abi zeynebum diyor doğal olarak. idare edin, o kadar olur...
buyrun sözleri;
çıkmam bir daha çıkmam handüzü yaylasına
orada ateş düştü bağrımın ortasına
kapanmaz kilit olmaz gönül penceresinde
sevda duygularını yaşadık zirvesinde
düşürme kaşlarını akıtma yaşlarını
yayla çiçekleriyle süslerdim saçlarını
utanmam sevdiğimden vazgeçmem bildiğimden
hiçbir şey düşüremez zeynebi yüregimden
aksın yaşım katılsın potomya deresine
aşkımı ilan ettim bütün sülalesine
dağ bayır dile gelsin konuşsun aşkımızı
sevmek kabahat ise alsınlar başımızı
gürgen ormanın derin gölgesi olur serin
demedin mi babana yoktur yatacak yerin
kıble dağı ayane duman var tepenize
kollayın zeyneb'imi emanetimdir size
çıkmışım potomya'dan zeyneb'im senin için
hayde dedim gelmedin niçin zeyneb'im niçin
dünümde bugümde çok çile var önümde
istemem acı çekme beni her gördüğünde
her şeyi silip atma, aşkıma şüphe katma
ayrı düşsek de seni sevdiğimi unutma
farketmez bensiz kalsın potomya'nın dağları
gezdikçe yüreğinde yaşat hatıraları
farketmez bensiz kalsın potomya'nın yolları
gezdikçe yüreğinde yaşat hatıraları...
zeynep isimli bir yarim olsa da ona dinletsem , onla dinlesem denilecek kadar güzel bir erkan oğur - ismail hakkı demircioğlu yorumuna sahip efsane türkü ..
erkan oğur yorumuyla daha bir tadından yenmeyen türküdür.
Zeynep bu güzellik var mı soyunda
Elvan elvan güller biter bağında
Arife gününde bayram ayında
Zeynebim Zeynebim allı Zeynebim
Beş köyün içinde şanlı Zeynebim
Zeynebe yaptırdım altından tarak
Tara zülüflerin bir yana bırak
Zeynebe gidemem yollar pek ırak
Zeynebim Zeynebim allı Zeynebim
Beş köyün içinde şanlı Zeynebim
Söğüdün yaprağı narindir narin
içerim yanıyor dışarım serin
Zeynebi bu hafta ettiler gelin
Zeynebim Zeynebim allı Zeynebim
Beş köyün içinde şanlı Zeynebim
Kangaldan aşağı Mamaşın köyü
Derindir kuyusu serindir suyu
Güzeller içinde Zeynebin huyu
Zeynebim Zeynebim allı Zeynebim
Beş köyün içinde şanlı Zeynebim
