hayatın özü zevk ise zevkin en yoğun olduğu özde muhalefet olmaktır. bir düşünceye karşı gelmek kabul etmemek, onu çürütmeye çalışmak büyük bir zevktir...
burada muhalefet olmaktan kasteddiğim kendine karşı olmaktır. muhalefet olacaksın fakat muhalefet olmayada karşı olacaksın, herşeyle çelişebilirsin fakat çelişmenle çelişmediğin sürece zevk sürüp gider.
hayatın en büyük zevkide budur.
kışın evinin penceresinde oturup sıcacık kahvesini yudumlarken hissedilen olaylardır. dışarıda o soğukta para kazanmaya çalışan insanları görünce zevk kalır mı bilemem artık.
zamanında sosyal paylaşım sitelerinden birinde okunup akılda kalmış olan geyiği yapmaktır. şöyle ki; sevgili "sen daha iyilerine layıksın" diye mesaj atar cevap olarakta "bul da öyle git o zaman pezeve.k" yazılır. yaşadığın en iyi orgazmı düşün ve binle çarp o derece. *
etrafı kolaçan edip, kimsenin görmediğine emin olduktan sonra hunharca burnunu karıştırarak, nefes alıp vermeni zorlaştıran, bekleye bekleye kalıp haline dönüşmüş sümük parçasını oradan çıkarmak ve ardından onu top şeklini alana dek iki parmak arasında yuvarlamak. en son yapılacak şey ise, top şeklini alıp, ele yapışmayacak kıvama gelen sümüğü, evin yada bulunduğun ortamın ücra bir köşesine, güzel bir parmak volesiyle gelişine fırlatmaktır. ohh anlatması bile ayrı bir keyif veriyor. bu entry yi yazarken bir arkadaşın anısını dile getirdim. benim zevk anlayışımla pek örtüşmüyor. zaten bende sümük de olmaz.