doğru ifadesi, "zenon paradigması" değil, "zenon paradoksu" olan durum. Ünlü filozof zenon, "hareketin" bir yanılsama olduğunu ispatlamak için Akhilleus ile kaplumbağa arasında geçen bir hikaye anlatır:
Akhilleus ile kaplumbağa yarış ederler. Akhilleus, kaplumbağadan 10 kat daha hızlıdır. fakat kaplumbağa yarışa 1000(bin) metre önden başlar. Zenon der ki, bu durumda Akhilleus kaplumbağayı hiçbir zaman geçemeyecektir. çünkü Akhilleus bin metre katettiğinde kağlumbağa yüz metre önde olacaktır. Akhilleus yüz metre katettiğinde kaplumbağa on metre önde olacaktır. o mesafeyi de katettiğinde kaplumbağa bir metre önde olacaktır. yani bu durum sonsuza kadar gider.
Sözün bundan sonrasını felseficelere bırakalım:
--spoiler--
Zenon paradoksu hareketin bir yanılsama olduğunu ya da Akhilleus'un pratikte kaplumbağaya yetişemeyeceğini kanıtlamaz, ama gerçekten de bugün biçimsel mantık olarak bilinen düşünme biçiminin sınırlarını parlak bir şekilde açığa çıkarır. Tıpkı Eleacıların yaptığı gibi gerçeklikten bütün çelişkileri ayıklama girişimi, kaçınılmaz olarak bu türden çözümsüz paradokslara veya daha sonra Kant'ın taktığı isimle mantıksal çatışkılara yol açar. Bir çizginin sonsuz sayıda noktadan oluşamayacağını kanıtlamak için Zenon, durumun gerçekten bu olması halinde Akhilleus'un kaplumbağaya asla yetişip geçemeyeceğini iddia etti. Burada gerçekten mantıksal bir sorun vardır. (Alan Woods - Ted Grant, "Aklın isyanı")
--spoiler--
*' Zenon'un paradokslara yol açan önermelerinin hocası Parmenides'in varlık, oluş ve hareket konusundaki görüşlerini destekliyor olması yada karşıt düşünceleri çürütüyor olması bir yana bugün daha da önemlisi bunların iki bin beş yüz yıldır anlaşılamamış, çözülememiş olmasıdır.
Bu paradokslar açıkça bizim bugün kullanmakta olduğumuz mantıksal-bilimsel çerçeveye meydan okumaktadırlar. Bu çerçevenin o kadar da sağlam olmadığını, dünyayı, evreni, var olanı ve hareketi kavrayışımızda ciddi eksikliklerin olduğunu alaycı bir şekilde yüzümüze vurmaktadır.
Zenon'un paradoksları nesnelerin uzay zamandaki davranışlarını, yani hareketlerini ve daha genel anlamda göreli hareketlerini farklı bir kavrayışla düşünmeye zorlamaktadır. Havaya atılan bir ok durmakta mıdır? Yoksa hareket halinde midir? Ok uzay da mı yoksa uzay-zamanda mı yol almaktadır? Ok kime göre durmakta kime göre hareket etmektedir. Özel görelilik ok bağlamında nasıl çalışır?
A noktasından harekete koşucu neden B noktasına ulaşamaz? Yada Aşil neden kendisinden daha yavaş olan kaplumbağayı yakalayamaz? Bu olaylar pratikte gerçekleşirken Zenon bağlamında neden gerçekleşmiyor? Böyle bir mantıksal ikilem nasıl ortaya çıkıyor. Mantıksal-bilimsel kavrayışımız nereden kırılıyor? Gerçektende Parmenides'in dediği gibi her şey bir illüzyondan mı ibaret? Gerçekten de hareket ediyor, bir yerden bir yere gidiyor sandığımız durumlarda hiçbir yere gitmiyor muyuz? Her şey bir ve aynı mı? *Sonlu bir elemanı sonsuza kadar bölebilir miyiz? Sonlu bir uzay bölgesi aslında aynı zamanda bir sonsuzluk mudur? Parmenides'in söylediği gibi bir olan varlık gerçekte bölünemez midir? Uzay ve zaman sürekli mi yoksa kesikli mi? Acaba hareket kesikli de biz onu sürekli olarak mı görüyoruz? Yoksa hareket sürekli mi? Acaba duygularımız yada beynimiz bizi yanıltıyor mu? 'diye yıllar yılı düşünülmüş ve çözüme ulaşılamamış sorular yığınıdır. *http://web.deu.edu.tr/tcp/Zenon.html
aslında böyle bir paradoks mantıken yok. çünkü sınırlı bir mekan sonsuz kere bölünemez. çünkü sınırlı bir yerin sonsuz kere bölünmesi, çok küçük de olsa sonsuz parça içermesi anlamına gelir. sonsuz parça içeren bir yer ise sonsuz demek olur.
hareketin bölmeler arasında olduğunu söylemiştir zenon bununla. yani kaplumbağa x zaman a kadar yol alıyorsa , hızı , büyüklüğü , hiçbir şeyi farketmeyecek olan achilles de x zamanda a yol alacaktır , bölmeler arasında olur hareket , bu yüzden hiçbir zaman kaplumbağayı geçemeyecektir.
Doğrusu paradigma değil paradokstur. Elealı Zenon'a göre bir işin önce yarısı, sonra diğer yarısı, sonra kalan kalan yarısı yapılır ve bu böyle devam ederse asla iş tamamlanamaz.