zenginlik sırf para ve mal değildir. zenginliği para ve mal olarak gören kişi açık söylüyorum aç gözlüdür ve doymak bilmez. adam satar para için yapmayacağı şey yoktur. asıl zengin paraya değil allaha güvenen insandır. milyon dolarlar harcayıp kaçak saray yaptıranlar değil.
Gerçek Zenginlik
Önceleri Türkistan taraflarında bir bölgenin hükümdarı, yani dünya sultanı iken, bazı ilahi ikazlar üzerine hükümdarlığı bırakıp maneviyat sultanı olan ibrahim Edhem Hazretleri (8. yy) dünya malına karşı o kadar tenezzülsüzdü ki kimseden bir şey istemez ve beklemezdi. Nefsini yokluğa ve mahrumiyete o derece alıştırmıştı ki bir benzerine rastlanamazdı.
Birgün, büyük velilerden çağdaşı ve hemşehrisi Şakik Belhi Hazretleriyle karşılaştı ve ona sordu:
Ey Şakik nasıl geçiniyorsun? Şakik Belhi cevap verdi:
Bulunca yiyoruz, bulmayınca sabrediyoruz. ibrahim Edhem:
Horasanın köpekleri de aynı şeyi yapıyorlar, bulunca yiyorlar, bulmayınca sabrediyorlar, diye karşılık verdi.
Belhi sordu:
Peki siz ne yapıyorsunuz?
Biz bulunca dağıtıyoruz, bulmayınca sabrediyoruz.
Bizim ibrahim Edhem Hazretleri hakkında söylemek istediğimiz bu değil elbet. ibrahim Edhemin, amaç edindiği ve ulaşmayı başardığı yokluk ve mahrumiyet o derece aşikar, o derece göze batıcı idi ki görenlerde kendisine yardım hissi uyandırıyordu.
Varlıklı bir kişi ibrahim Edheme yardım etmek istedi. ibrahim Edhem:
Yardımını gerçekten zenginsen kabul ederim, dedi.
Adam gerçekten zengin olduğunu, bir şeye ihtiyacı bulunmadığını söyledi. Büyük veli sordu:
Ne kadar paran var?
Üç bin altınım var.
Dört bin olmasını istemez misin?
Elbette isterim.
Beşbin olmasını?
isterim.
On bin altının olsa çok sevinirsin değil mi?
Şüphesiz çok memnun olurum.
Zengin olduğunu söylüyorsun ama, sen gerçekte züğürdün birisin. Sen, on bin değil yüz bin altının olsa, yine kanaat etmez fazlasını istersin. Kanaati olmayan insan zengin sayılmaz. Gerçekten zengin olsaydın yardımını kabul edecektim.