Sistemin "daha çok kazanmak" adına işleyişi statik bir biçimde hızlandırması ve üreteni "fabrikasyon" üretime zorunlu kılmasıyla beraber, sanatçının, edebiyatçının ruhunda, hayal gücünde, samimiyetinde ve ürettiklerinin dinamik aralığında hatırı sayılır bir daralma ve erozyona yine kendi hür iradesiyle maruz kalması paradoksudur.
Hedefin "çılgınca meta kazanmak" olduğu sistemlerde renkler kaybolur, klasikler ölür, yerine "bu tutuyor" kokulu çürük kokusu kalır. Bu nedenledir ki bence özgünlük "zenginleşmek adına" fakirleşmemektir ve özgünlük kadar özgürlük de hala bu kavrama diklenen son kalelerin ortak bayrağının rengidir...
Kapital sistemin getirisi..Körelmiş ve hissi kaybetmiş duygusuz, aç gözlü kesimin saldırganca kaynağı kemirmesi..ve bundan dolayı alt sınfıın ayak uydurma cabasından doğan yürek burkan gorüntü kirliliğidir. Bu fakirlesme kişisel, toplumsal ve devlet açısından yaşanmaktadır.