tüm hayatta, olası bir statü atlama hadisesi yaşanmadığı sürece, geçerliliğini koruyacak farklar.
söz gelimi; cinayet olgusu: fakir kesimde ekonomik altyapı eksikliğinden ötürü daha yaygındır.(hırsızlık, gasp gibi yüz kızartıcı suçlar da, öyle) cehalet: fakirlerin eğitimsizliğin yine ekonomik tabanlı noksanlıklardan dolayı sağlıklı alınamayaşı. zengini öne çıkarmaktadır. buna bağlı olarak: fakirde şiddet, tabu, hoşgörüsüzlük daha fazladır. ihmal: eğitimsizlik kıstasına bağlı olarak; ortaya çıkan fark. fakirlerde sıklıkla gözlemlenir. lüks otomobilinde anahtarını ve çocuğunu araçta unutup tehlikeye atan zengin yoktur. ancak traktör üzerine bindirdiği çocuğunu ölüme uğurlayan fakir vardır. toplumsal kabul görmüşlük: yine zenginler öne çıkmaktadır. bir muhabir/kameraman zor durumdaki zengini gözyaşları ile neredeyse hiç ekrana getirmez, getiremez. ağlamaklı fakirler "devlet bize yardım etsin" nidası ile, maskara olmak durumunda kalırlar.
basit bir pazar kavramı bile aradaki farkı gözler önüne serer. lüks semtlerde de, pazar vardır ancak: gettolardaki gibi değildir. pazarcılar argo konuşamaz, her yer pırıl pırıldır. gettoda tam tersidir. ulusal değerler: bu da, fakir üzerinde yoğunlaşmaktadır. siz hiç nişantaşı'ndan kaldırılan şehit cenazesi gördünüz mü? ancak; anadolu'nun bir köyünde bağrı yanık delikanlılar "vatan" kavramı altında hayatını yitiren delikanlıları görmüşsünüzdür.
bunlar hayatın realiteleridir; parayı "sadece ihtiyaç olduğu kadar erişilmesi gereken nesne"
olarak değerlendirmeyen kişileri haklı çıkarırcasına.
Birgun rollerin degisileceginin hic farkinda olunmadan yasanilasi durum.. Ben her zaman zenginlerden nefret etmisimdir. Hepsinin bu dunyaya gelmis kobay oldugunu dusunuyorum.
aranızda vize alabilen fakirler varsa 2-3 gün zengin hayatı yaşatabilirim. fakat ülkeye geri döndüğünde intihar etmeyeceğine dair söz vermesi, senet imzalaması, boş kağıt imzalaması lazım.