başhekim kapısında sabahın 8.30 undan 15:00 a kadar bekletilmiştim. yaklaşık yanımda 15 kişi vardır aynı sıkıntıdan bekleyen.
ad soyad bileşiminden listeden adımı tanıyan başhekim yalnızca benim işimi görüp diğerlerine bugün git yarın gel yapmıştı.
işim hallolmuştu ama şerefsiz yine şerefsizdi.
doktor değil insan denilse daha kapsamlı bir gerçeği ifade etmiş olacak niteleme.
herkes böyle işte, para mı var menfaat mi var... türküm, doğruyum, çalışkanım. yeess.
yavşaktır. antipatiktir. aslında bu yavşak kimseyi sevmez. iyi davrandığı zenginden de hoşnut değildir.
bir işi düşebilir fikriyle bu adama iyi davranır yani fakire daha samimi davranmaktadır.
hekime saldıranların prim gördüğünü gören mental retarde söylemlerinden seçip beğenilip alınandır.
dünyanın hiç bir yerinde tıp bayramı kutlanmazken, bu ülkede 14 mart hekimlere armağan edilmiştir. tarih bilgisinden yoksun yazarların açıp okumasını bilgilenmesini isterim. bu ülke hekimlerine çok şey borçludur, kendilerinin hiç bir zaman fikrine başvurulmamış bir sağlık politikası sirkülasyonunda ellerinden geleni değil, insan üstü çabayı gösteren hekimler kadar başınıza taş düşsün efenim.
büyük bir eksiği vardır. doktor, her şeyden önce psikolojiden anlamalı ve bunun hastanın iyileşmesinde ne denli önemli olduğunu bilmeli. yarım doktor bile değildir o. gözümde zerre değeri yok. saygı da duymam.