"zengin insan, gelecek kaygısı taşımayan insandır " der mehmet eroğlu.
sonra "zenginlik bu gezegenin üzerindeki en tehlikeli hastalıktır, yokedilmeli" der.
sonra sonra zengin bir arkadaş kafası epey güzelken, durup dururken "zenginliğin kapısı o kadar alçaktır ki" der "eğilmeden geçemezsin."
abi bak bu adam zengin. parası var teknesi, arabası var. seninse bi' hayalin var sadece. bu zengin adamın üzüldüğü bi' şey oluyor. misal babası ölüyo. belki de bu kadar zengin olmasının sebebi ölüyo yani, başka konu bu. neyse bu adam atlıyo abi teknesine boğaza çekiyor. rakısını açıyor haydari, yanına yığınla meze.
adam böyle efkar dağıtıyo yani. senin hayalin adamın efkar dağıtmak için yaptığı şey. adamın üzüntüsü lan.
benzat ç.' de vardı "senin hayalini marketten ekmek alır gibi gerçekleştiren insanlar" benzeri bi' cümle. bana kimse adaletten bahsetmesin olum.
bir arkadaşım olur kendisi evinde çift yatılı hizmetçi var iki çocuk doğurdu dadılar baktı çarşamba eve davet ediyor eşimle bizi. yemek verecekmiş. sanki mutfağın yolunu biliyorda. bir de yemek vereceğim nedir ya yemek daveti de başka bir şey de yok olmaz yemek verecekmiş bir kaç arkadaşa açız ya biz .