Okumazdım okulu bırakırdım daha doğrusu zevk aldığım ve sadece öğrenmek için okuduğum bir bölüme giderdim sosyoloji felsefe psikoloji gibi. Okulu bıraksam çok mutlu olacakmışım gibi bir his var içimde.
Uludağ üniversitesi eğitim fakültesini tamir ettirirdim. Her yeri dökülüyor. Sınıflara sığamıyoruz. Masalar, kolçaklı sandalyeler kırık. Projeksiyonlar genelde bozuk. Tuvaletler rezalet. Psikolojik danışma dersimiz var, danışma yapabilmek için 140 kişi tek bir odadan randevu kovalıyoruz. Seminer dersimiz var, seminer salonu vermiyorlar. Param olsa şu fakülteye el atardım.
Bu fakülteyi güzelleştiren bölümümden üç beş güzel hocam var. Çok yaşasın onlar.
inancıma göre hayvan gibi yemek, içmek ve dünyevi arzuları yerine getirmek için zengin olmak, mülk sahibi olmak yok, para yığmak yok. Helal olan yiyeceğin bile karnının doymasından sonra yemeye devam edilmesi ve çeşit çeşit lüks giymek haram ise ne için zengin olacağım ki? Kader birgün maddi yönden çarklarımı döndermeye başlarsa haksız kazançtan, tekelcilikten, faizden, mal yığmaktan uzak durmalıyım. Sadece kendime yetecek kadarını alıp gerisini islam ın ve insanın kalkınması; geçim şartları olarak alt tabaka ile üst tabakanın eşitlenmesi için çalışmalıyım. Yoksa uzak dursun bol kazanmak.
işe gitmezdim. Her sabah kendimi işe gitmeye ikna etmek için epey enerji harcıyorum. Sonrası ye iç gez toz. Gelsin herkesin yaşamak istediği o lüküs hayat.