Sevgili arkadaşlar , zengin ve hasta olacağıma fakir ve mutlu olurum edebiyatı kasmanıza gerek yok. Sonuçta zengin olmayı hayal ediyorsanız yanında mutlu ve sağlıklı olmayı hayal edebilecek bir hayal gücüne de sahipsinizdir.
Ben mesela metrobüste kamyona yüklenmiş koliler filan gibi hissediyorum kendimi. Ki gerçekten pek de farklı durmuyoruz. Hani kapitalizm eleştirisi kısa animasyon filmleri olur ya onların başrolü gibi hissediyorum.
Oku mezun ol sonrasi hep aynı zaten işe git gel git gel. Kazandığın para zaten temel ihtiyaçlara gidiyor, kendini yeniden üretmekten ve ertesi iş gününe hazırlamaktan öteye gidemiyorsun maddi manevi. Kendine ayıracak adam gibi vaktinin olmamasından da bahsetmeme gerek var mı? Üç kuruş için köpek gibi çalış, yorul eve gideyim de dinleneyim derken evde yemek olmadığını fark et, yemek yapmak hazırlamak kaldırmak filan zorundasın, ev temizliği kendi kişisel temizliğin vs derken zaten yorgunluktan gebermiş vaziyette uyuyorsun. Zaten paran yoksa, hele de hizmet sektöründe filan çalışıyorsan insanlar sana bok gibi muamele ediyor.
Ben gerçekten zengin olmayı hayal edenlerdenim.
Zengin olayım, bakın bana saygı duysunlar da demiyorum, kimse beni çalıştırıyor diye ezemesin, bokmuşum gibi davranamasın( sanki emeğimizle çalışmıyoruz da), ya da popomu ellemeye çalışan on tane andavalla ezilerek bir yerlere gitmek zorunda kalmayayım. Ya kışlık kıyafetim de yok kendime yeni bir bot mu kazak mı alsam filan diye düşünürken e ama kursun parası çıkışmayacak yoksa diye düşünmeyeyim.
Elalemin evine kira ödemeyeyim. Kıvırcık dört lira olmuş diye içim ezilmesin öderken. Bu yani. Bu kadarını kurmak hakkımız olsun ya bırakın saçma sapan sakıp sabancı da zengindi de öldü muhabbetlerini. Sonuçta hepimiz ölecez diye bok gibi yaşamayı da içselleştirecek değiliz. Zengin ve mutlu da olabiliriz.
Gerçi zenginlik diye nitelediğim şeyde de lüks bi şey tanımlamadım, fakirlik olmayan şeyi tanımladım.