ben bana fazla geleni hiç tanımadığım insanlara vermek istiyorum benden daha fazla ihtiyacı olanlara. filistindeki çocuklara, afrikadaki çocuklara vermek istiyorum.
sana göre fazla romantik olabilirim. ama ben bunu istiyorum.
sen git atlantikte bir ada al kendine. dünyada yaşanan bütün adaletsizlikleri siktiret ben mi ilgilenecem de. ben öyle boktan bir hayat yaşamak istemiyorum.
nasıl olsa ikimizin de g.tüne pamuk tıkacaklar. ben başkalarını mutlu ederek ölmek istiyorum.
elinde iphone 5 le mesajlaşırken macbookla facede takılıp kulağında ipod olan ve sevgilisinin son model bir bmw ile aşşağıya gelmesi için korna çalan vb şeylere sahip olan insandır.
bugüne kadar asla para hırsım olmamıştı, zengin olmak isteğini cok yaşamamıştım helekide son zamanlarda iyice uzaklaşmıştım bu kavramlardan , karnım doysun bana yeter diyordum.
bugün akşam kardeşimi devlet hastanesi acile götürdüm, orada sara krizi geçiren genç bir adamı ve başında çırpınan, sürekli oğlunun saçını, yüzünü okşayan babasını gördüm...çocuk zangır zangır titriyor babası çaresizce onu sakinleştirmeye çalışıyordu, o esnada doktormu hemsire mi olduğunu bilmediğim insanlar babayı sedyeyi bulunduğu yerden çekmesi için azarladılar. içim acıdı, eridim, küçücük kaldım, o anda dünyayı değistirecek gücüm olmalıydı. görevlilere kızmak değil bu, çok yoğundu servis, onların çalışma şartlarının insancıl olmaması da ayri bir sorundu.
bu sahneden sonra bencil bi insan oldum ben. sırf sevdiklerimin sağlığı için zengin olmak istiyorum. mutlulukları uğruna yaşadığım insanlar olurda birgün sara krizi geçirirse onları ilgi görecekleri bir hastaneye götürebilmek için para kazanacağım bundan sonra. antikapitalist ruhum bir anda eridi, karşı çıktığim tüm dünya düzenleri sevdiklerimin sara krizi geçirmesi ihtimali karşısında bir saniyede yıkıldı. bugünden itibaren paranın gücünü kabul ediyorum ve zengin olmak istiyorum.
fakir olanlar için zor gerçekleşecek olaylar* akabinde erişilen mertebe, tabi bunun farkında olan ateist, fakir ve sinirli insanlar çok özel varlıklara evrilebilirler. kimse de bilmez...
nasreddin hoca elinde bir çuval cevizle çocukların yanına gelir ve sorar:
"cevizi insan gibi mi dağıtayım allah gibi mi?"
çocuklar daha çok verir düşüncesiyle "allah gibi" der hep bir ağızdan
hoca bazısına bir avuç,
bazısına beş avuç,
bazısına bir ceviz,
birine de çuvalla beraber kalan tümünü verir.
işte bu ağır çuvalı alan çocuğun durumudur zengin olmak.
bazen çok çalışsan da elinde bir ceviz olur.
ya da çuvalı alıp bakarsın ki beş ceviz kalmış.
cevizi az olan kıskanır çok olan kibirlenir.
bazısı için de ceviz sayısı önemli değildir.
işte bunlar hep sınav.
hani deler ya 'gönüller zengin olsun', ben de öyle diyeyim. zengin olmadan zenginliğin ne olduğu bilinemez galiba. gene de iyi birşey olmalı ki zenginlerin yürüyüşü bile farklı. ben burdayım dercecine yürüyorlar.
herkezin hayali... en azından hayatının bir bölümünde.
bu hayal gençlerde yoğunlukla gözlenmektedir.
80'i görmüş kişilerde zengin olsa ne olacak diye sordurtur.
mutlulukla birbirilerinden çok uzan olan durumdur. şöyle ki, elde olmayınca mutlu olunacağı sanılır. olduğundaysa, aslında hayatın hiç de sanıldığı gibi olmadığı anlaşılabilir. yalnız, bir başına piç gibi, mutsuz.
güzel bir duygu olmak şöyle dursun; çok güzel, nasıl güzel, ohoo bir güzel bir şeydir. ısınmak için şömineye para atarsınız sonracığıma her şey markadır, efendime söyleyeyim; herkesler kulunuz köpeğinizdir ( paranın kokusunu alarak yanınıza gelirler tabi sizi sevip saydıklarından değil), hiçbir şey için sabır etmenize, beklemenize gerek yoktur, tak eli cebe atarsınız 200 tl çıkar. alışveriş ayrı bir zevklidir. torpiller ayrı bir geçerlidir. bu konu da aslında çok uzundur, laf lafı açar sürer gider. zengin olmanın konumu da önemlidir, vasat ekonomik geliri olan kişilerin yanındaysanız çok göze batarsınız ( ekonomik ve mütevazi biri olsanız dahi ). zengin olmak böyle bir şeydir. bizi de görsün tanrım.
herkesin olmak istediği ve hayalini kurduğu şey, ancak göreceli bir kavram olsa gerek çünkü; sağlıklı olarak, kimseye muhtaç olmadan, huzurlu bir şekilde hayatını idame ettirebiliyorsan sen zaten zenginsin.
yurdumuzdaki en büyük; "suç"'tur. parası olmayanlar tarafından, her daim kıskanılma sebebidir. parasızlara göre; ya zenginler de parasız olmalıdır, ya da fakirler de paralı!" her yaptığınız göze batar, herkes hatanızı arar. biraz uyanıkları; "entelektüel donanım"ınıza söz çarpar. oysa o denli zenginlik içinde olan bir kişiye, kültür, teknik gibi kavramlar gerekmez!
olmayalım bü ülkede zengin! fakir ödünlemesi yer bitirir yoksa!