bugüne kadar asla para hırsım olmamıştı, zengin olmak isteğini cok yaşamamıştım helekide son zamanlarda iyice uzaklaşmıştım bu kavramlardan , karnım doysun bana yeter diyordum.
bugün akşam kardeşimi devlet hastanesi acile götürdüm, orada sara krizi geçiren genç bir adamı ve başında çırpınan, sürekli oğlunun saçını, yüzünü okşayan babasını gördüm...çocuk zangır zangır titriyor babası çaresizce onu sakinleştirmeye çalışıyordu, o esnada doktormu hemsire mi olduğunu bilmediğim insanlar babayı sedyeyi bulunduğu yerden çekmesi için azarladılar. içim acıdı, eridim, küçücük kaldım, o anda dünyayı değistirecek gücüm olmalıydı. görevlilere kızmak değil bu, çok yoğundu servis, onların çalışma şartlarının insancıl olmaması da ayri bir sorundu.
bu sahneden sonra bencil bi insan oldum ben. sırf sevdiklerimin sağlığı için zengin olmak istiyorum. mutlulukları uğruna yaşadığım insanlar olurda birgün sara krizi geçirirse onları ilgi görecekleri bir hastaneye götürebilmek için para kazanacağım bundan sonra. antikapitalist ruhum bir anda eridi, karşı çıktığim tüm dünya düzenleri sevdiklerimin sara krizi geçirmesi ihtimali karşısında bir saniyede yıkıldı. bugünden itibaren paranın gücünü kabul ediyorum ve zengin olmak istiyorum.
ben bana fazla geleni fazlasıyla yemek istiyorum. benden daha fazla ihtiyacı olanlar avucunu yalasın. filistindeki çocukları, afrikadaki çocukları onlardan sorumlu kişiler ilgilensin.
sana göre bencil ve lanet olası bir aşağılık olabilirim. ama şuan ki görülen adalet böyle.
sen git türkiye'nin en boktan yerinde ev al kendine. faturadaki, benzindeki ve diğer her bokun zammıyla sömürsünler seni. köle ol. ben böyle boktan hayat yaşamak istemiyorum.
nasıl olsa ikimizin de g.tüne pamuk tıkacaklar. ben borçsuz, temiz ve toz pembe hayatta zerre kadar stres olmadan ölmek istiyorum.
sen başkasını mutlu ederek öl. bizim güvenliğimiz için dağda akşama kadar nöbet tutan askerin ölümü gibi, ölümünden 3 gün sonra insanların aklından bile geçmeyeceksin, unutulacaksın. işte dünya böyle.
hata yapıyorsun. çünkü istanbulda zenginlere makarna ve kömür dağıtarak da iyi bir insan olabilirsin. doğudaki çocuklar 1 metrelik karda terlikle okula giderken, sen kuş sütü eksik masanda tavuğu elinle kemirirsin. ve yine iyi insan olarak bilinirsin.
Büyük paralar kazanamadım hayatımda, bu gidişle kazanamam da. Çok para kazanan arkadaşım da olmadı aslında, zaten pek çok arkadaşım da olmadı. Zenginlik doğuştan gelir diye düşündüm hep, yani çok çalışarak çok paralar kazanılmazdı bana göre hala da öyle. Eğer öyle olsaydı babamın Forbes’in en zengin 50 Türk listesinde ilk 10’da yer alması gerekirdi. Babam gece gündüz demeden yıllardır çalıştı, çalışıyor. Daha doğrusu babam hep çalışıyor, gece gündüz çalışıyor; zenginler hep kazanıyor, gece gündüz kazanıyor. “işçiler güzel insanlardır” dedi bir gün Napolyon. “Hayata gelişlerinin tek amacı çalışıp evine ekmek götürmek, çocuklarını okutmak ve tekrar çalışıp eve ekmek götürmek.” diye devam etmişti.