Tıpkı yahşi cazibe'deki gibi evlilik olayının heyecanı ve izleme zevkini bitirdiği dizi. Halbuki iyi gidiyorlardı...
Yahşi cazibe'de de, yasak aşk ortaya çıkıp da simge her şeyi öğrendikten sonra dizinin tüm momentumu gitmiş, sıradanlaşmış, basitleşmişti: çünkü ortada çevirecek entrika, saklanacak gizem ve bunların yol açtığı komik olaylar...hiçbir şey kalmamıştı...ayrıca iyi kötü simge öğrenirse ne olur diye insan merak ediyordu, bi bok olmadı...olmayınca da olayın "cazibe"si kaçtı.
bu dizide de böyle oldu...ne zaman zengin kızla fakir oğlan evlendi, bi de çocuk peydahladılar, dizi "yaprak dökümü"nün "ali rıza bey"siz haline dönüştü: oradaki gibi ağlak bir hava yok ama; sıradan bir aile hayatı işte...
nuran süleymanoğlu karakterinin sürekli olarak sakarlık yapıp başını beladan belaya soktuğu bir dizi film. trt1 kanalında pazar akşamları yayınlanıyor.
eski tadı veremeyen dizidir. sevenler kavuştu artık geriye sarıp sarıp oynatıyorlar milleti. sadece sarp ve şükrü'nün diyaloglarından haz alıyor insanlar.
nurhan'ın yemek dolu masanın üzerindeki örtüyü çekerek bir sürü tabak dolusu yemeği yerlere dökmesiyle tepkimi çeken dizi. ayıptır ayıp israf haram, o yemekleri bulamayan insanlar varken dizi için mübarek yemeklerin yere atılmasını kınıyorum.
yahu o değilde pazar akşamına almışlar bu diziyi, evdekilerin seyrettiği küçük gelin denen saçmalık yüzünden pazar akşamları hiç bir programı izleyemiyorum.
her bölümde aynı konuları işleyen dizi (severek izliyoruz orası ayrı tabi)
her bölümde işlenen genel konular;
* sarp nurhan'ı ailenin gözünden düşürmek için illa bir hainlik yapar.
* nurhan her bölümde illaki bir sakarlık yapıp başına belaya sokar.
* rüyam her bölümde illaki bir aptallık yapar.
* şükrü her bölümde kuru fasulye ister.
* bankanın müdürü her bölümde nurhan'a illaki bir bilmece sorar.
konusu tamamen yukarıda saydığım 5 maddeye dayalıdır bu dizinin.