zengin fakir ilişkileri

entry7 galeri2
    6.
  1. 5.
  2. 4.
  3. 4.
  4. şişko nuri : benim olucak fıstık, binicem üstüne vurucam kırbacı, vurucam kırbacı!
    sezer: hayır !! hayır!! olmaz!
    şişko nuri : hehehe nedenmiş? babam çok zengin benim, çuvalla para verir gene de alır
    sezer: hayır! hayır!
    şişko nuri: oh yeaaaa alıcak babaam

    o esnada

    sakat ayşecik: 50 bin!!!!
    şişko nuri: ?!
    sezercik: * ))

    noldu lan şiştin mi...
    1 ...
  5. 3.
  6. genel olarak taraflardan birinin çalıştıran diğerini ise çalışan olarak yer aldığı ilişkiler bütünüdür. eşitlik esasına dayanmaz. taraflardan zengin olan diğerinden üstün ve fakir olanı ezme hakkı olduğu inancı ile yaşar bu ilişkiyi.
    1 ...
  7. 2.
  8. zenginler fakirlerin hep daha fazla çalışkan olmasını beklerler, oysa çoğu fakir hiç de tembel değildir.
    fakir, kaybettiklerinin yerine yenisini koymaya çalışırken çoğu zengin kaybettiklerinin ardından canına kıymaya bile kalkışır. zengin kişi nezdinde fakir nedense lükse hiç layık değildir. fakirin lüksü zenginin fakiri kınamasıyla son bulur.
    (bkz: senin neyinecilik)
    3 ...
  9. 1.
  10. En ücra sokakların en fakir berberlerinde hiç saçınızı kestirdiniz mi ?
    Oradaki sohbetlere, ekmek kavgasına ve insanlara kulak verin.
    Bir günlüğüne de olsa yaşamlarının bir parçası olun ki bazı insanların ne şartlarda nefesler alıp verebildiğini görün.
    Hepsini bir gece vakti öldürseler tınlamayacak kadar sevmezdim eskiden şu fakirleri ve sokak çocuklarını.
    Bir sabah o en ucra sokaklarda yaşayan en fakir ailelerin yaşamlarına tanık oldum ve o sabah anladım onların bize gösterdikleri sağlıksız ve kin dolu suratlarının ardında sakladıkları masumiyete.
    O sabah sararmış sağlıksız suratlar gene vardı fakat bu sefer beraberinde kin dolu bakışlar yoktu çünkü sadece gerçekler vardı içlerinde bir yerlerde.
    Bir fakir bir zengin piçini neden sevsin?
    Platonik bir aşk değilki bu. Bu bir yaşam kavgası, ekmek kavgası ve bu kavgada zıt yaşamlar birbirine kin besler.
    Her gece alkol alıp babasından dayak yiyen bir çocuk gözyaşlarını saklar arkadaşlarından ve ertesi sabah kendi akranlarına meydan okur gözyaşlarını ve dayaklarını kiniyle geçiştirebileceğini düşündüğü için.
    Fazla empati kurmak beraberinde hümanist bir yaşamı getirir fakat bu yaşam var olan hayatları yaşayanların bize gösterdikleri kadarıyla değil de araştırabildiğimiz kadar görmemizi sağlar ve işte bu yüzden işin aslını, nedenler ve sonuçlar ilişkisini incelemek lazım.
    Bir fakir bir zengin piçini neden sevsin?
    Biz başımızı yastığımıza midemiz dolu koyarken onlar açlıktan uyuyamıyorken ve bütün bunlar yaşanırken biz onları düşünmüyorken bir fakir bir zengini nasıl sevebilir?
    Hayatımızı muhtaçlara göre şekillendiremeyiz fakat bazı lükslerimizden vazgeçip bazı sorumluluklarımızı yerine getirebiliriz.
    Işıkları belli belirsiz yanan her evde farklı hikayeler var ve biz bu hikayeleri kitaplardan okuduğumuz, televizyonlarda izlediğimiz kadarıyla biliyoruz.
    Biz resmen bize zarar verecekler diye bu hikayelerin kahramanlarından korkar hale geldik.
    Evsizlerden, fakirlerden kaçıp güvenli apartmanlarımıza gidiyoruz ve o apartmanın dışındaki hayatları görmezden geliyoruz.
    Oysa biraz sevgi, daha az önyargı ve daha çok sevgi ile bir zengini bir fakire sevdirebiliriz.
    Ne de olsa Sait Faik'in şiirindeki gibi bir insanı sevmekle başlar her şey ve dünya'yı güzellik kurtarır.
    Biz de kurtaralım o zaman dünya'yı, sevelim insanları ve küçük görmeyelim nice fakirleri sarı ve soğuk suratlarından ötürü...
    2 ...
© 2025 uludağ sözlük