Birgün aksarayda yarı ıngilizcem vasıtasıyla bir siyahi saatçiyle konuştum. Neden bu işi yapıyorsunuz diye sordum; çekinceyle tabi. Vereceği cevabı biliyordum elbet fakat inanmak istemediğim için teyid amaçlıydi bu soru. Türkler bize iş vermiyor dedi. Dışlıyorlar, ırkçılık yapıyorlar dedi. Hatta bi ara kafede ise başlamış, masada oturan zengin, çocuklu, bi aileye hizmet ederken anne baba bu siyahi arkadaşı gösterip çocuğu güldürmeye çalışmışlar. Içim burkuldu. Insanlarin nasıl böyle haysiyetsiz olduğunu bir kez daha gördüm.
Siyahi dostum izmite geldi. Öğrenci olduğum için onu kaldığım yurda götürmek zorunda kaldım. Odamdakiler ve yurttaki bazı çocuklar rahatsız oldu. Eşyalarının çalınmasından korktular. Bu korkunun altındaki ırkçılığı sezdim hemen ve siyahi dosta hissettirmedim.
Avrupa üzerinden ıstanbula gelen bu siyahi arkadaşım buralarda daha rahat para kazanırım hayaliyle geldiğini fakat insanları tanıyınca hayal kırıklığına uğradığını söyledi. Bir miktar para kazanıp tekrar geldiği yere dönmek istediğini söyledi. Ve gitti daha da konuşmadık.