her ne kadar onları gördüğümde içimde bastırılamaz bir his ile "hey man what the fuck up" diyesim gelse de demediğim için kendimle gurur duymama vesile olan kişilerdir. samimi kişilerdir.
parfüm satanları da vardır, zenci görmeye hala alışamamış halkımız tarafından bazen küçümseyici bakışlarla birbirlerine gösterilip gündüz feneri diye dalga geçilip gülüşüldüğü görülmüştür.
geçen birisiyle epey konuştum, 2 tane saat aldım ama durumunu anlat kardeşim, nasil geliyorsunuz, ne yapıyorsunuz dedim. çocuk burkina fasoluymuş, ama drogba falan derken fildişiliyim deyip sempati kazaniyormus, turist olarak geliyorlarmis, bi lider bunlara kalacak yer veriyormuş. çalışacakları lokasyonu bildiriyormus, saat satışından da prim alıyormuş abimiz, 8 kişi ufacık yerde kalıyoruz, açlıktan ölmekten iyidir dedi. halime şükrettim.
bir gördüklerini unutulmayanları var. kabataş iskelesinde duran bir tanesi var. arkadaşa saat aldık bu arada da baya sohbet ettik. aradan bir hafta geçti oradan geçerken hayırlı işler dedim ooo abi hoşgeldin nasılsın dedi. bildiğin esnaf olmuş adam.
sohbeti ve pazarlığı kurduğumuz senagelli bir siyahi arkadaştan saat alırken , arkadaşımın kaç cm demesiyle lafı duyar duymaz bi kahkaha atması ve sonrada arkadaşıma 28 demesiyle arkadaşımın ağzının açık kalışı aklımdan hiç çıkmamıştı.