zen

    5.
  1. Zen çok özeldir, çünkü bilincin çok sıradan bir durumudur. Aslında sıradan zihinler sıradışı olmayı ister; sıradışı zihinler ise sıradanlığın içinde rahat eder. Yalnızca sıradışı insanlar rahatlamaya hazırdır ve sıradanlığın içinde dingin durumdadır. Sıradan olanlar ise aşağılık kompleksi hissederler ve bu aşağılık kompleksi nedeniyle özel olmaya çalışırlar. Özel olan kişi ise özel olmak için çaba sarfetmez. O herhangi bir boşluktan dolayı acı duymaz; o tamamen doludur, taşar, neyse odur.

    Zen'in dünyasına hem çok özel, hem de çok sıradan denilebilir. Dışarıdan bakıldığında bu bir çelişki gibi görünür. Oysa bu çok basit bir olgudur. Bir gülün, bir lotusun, bir tutam çimenin özel olma çabası yoktur. Bir tutam çimenden, büyük bir yıldıza kadar her şey olduğu gibidir -neyse odur. Onlar varoluşlarından kesinlikle mutludurlar. Bu yüzden herhangi bir kıyas ya da herhangi bir rekabet yoktur. Herhangi bir hiyerarşik durum söz konusu değildir -kim alçakmış, kim yüksekmiş bunların önemi yoktur. Aslında kendinin üstün olduğunu kanıtlamaya çalışan kimse sıradandır.

    Herşeyi kabul eden insan neşeli olur. Böyle birisi şükran dolu olur; varoluşa şükran duyar, bütünlüğe şükran duyar, bu kişi en üstündür.
    6 ...
  2. 28.
  3. taoculuk ve konfüçyüsçülük ile birlkte çin'in 3. sac ayağı olan budizm'in mahayana koluna mensup bir "yaşama sanatı". çin'in diğer sac ayakları ile de harmanlanarak, gittiği ülkelerdeki kültürlerle de etkileşerek bu günkü konumuna gelmiştir.
    zihnin zorlamasızca kontrol altına alınması temeline dayanır. bundan sonrası da sözle anlatılamayan bir evren algısını beraberinde getirir.
    zihnin kısır döngülerini parçalamak için mondo ve koan gibi paradoksal problemlerin çözümünün bulunması, tokat, sopa kullanımı gibi yöntemlere (!) başvurulur.

    zen japonca olmasına karşılık isim çince'den devşirmedir (chán). değişik ülkelerde değişik isimlerle adlandırılır:

    çince ismi
    mandarin pinyin chán
    mandarin wade-giles ch'an
    kantonca jyutping sim
    şanghayca (wu) zeu

    korece ismi
    romanizasyon seon
    mccune-reischauer son

    sanskritçe ismi
    dhyana

    vietnamca ismi
    thien

    zen düz yazı yerine mısralarla çok daha iyi ifade edilir, şöyle ki:

    görmeden bak,
    duymadan dinle,
    öğrenmeden bil...

    edit: gelen güzel bir soru üzerine dizelerin anlamını bir örnekle biraz açıklamaya çalıştım:

    görmeden bak:
    burada anlatılmak istenen şey, algılanan nesneyi inceleyerek tanıma oturtma çabasında bulunmamak geretiği aslında. bu şekilde de dışarıda neler oluyor diye bir merak da oluşmuyor. bu ne etki yapıyor? bu şekilde zihnin algılanan veriyi işlemesinin ve aktif konuma gelmesinin önü alınıyor. istemeden her şeyi algılıyoruz sürekli. ama bunlara "görerek", "yorumlayarak" tanım vermeye uğraşıyor zihnimiz. işte tam da bu otomatik aktiviteyi bitirerek arkada olan öz benliğin ve farkındalığın hissedilmesi sağlanıyor. sadece algılayarak bilincimizi aktif tutuyoruz. bu algıları kullanarak hafızadaki ön tanımlı referanslarla karşılaştırmak ya da ne oldukları hakkında düşünmek gibi "zihni dans ettirecek" bir işleme girişmiyoruz .

    neden "bakmadan gör" değil?: herhangi bir uyaran/algılanan veri ortada yokken, dışarıda olanı algılama durumunu anlatıyor. bu durum, meselede bir şeyi bilmeye, neler olduğunu anlamaya çalışan bir "zihinsel aktiflik" durumunu tanımlıyor.
    5 ...
  4. 11.
  5. shiseido nun harkulade parfümüdür aynı zamanda.
    3 ...
  6. 10.
  7. zen bir uyanma, aydınlanma, batı dillerinde 'liberasyon' sözcüğüyle dile getirilen bir koşullanmalardan bağımsızlaşma, iç özgürlüğe ulaşma (moksha) yoludur.
    zen hiçbir felsefe sisteminin içine konamaz.
    öncelikle felsefe, mantığa ve analize dayalıdır.
    zen ise bunlardan ikisine de karşıdır.
    lafların, sözcüklerin mantık kırallarının gerçeğe ulaşmamızda
    büyük engel olduğunu farketmiştir. düşüncenin sınırına varılıp,
    düşüncenin sınırları aşılmadan, düşünce yerini 'yaşam'a bırakmadan içgörü,
    sezgi, bilgelik düzeyine ulaşılamayacağını bilir.
    mantık, ikici (dualist) düşünceye, zihnin akıl yanına dayalıdır.
    oysa zen ikiliklerin ötesindeki tam, böünmez gerçeği kavramaya çalışır.
    akıl kadar, akıldışını da içine alan zihnimizin bütününün
    bizi gerçeğe ulaştırabileceğini farketmiştir.
    akılla, akıldışını barıştırıp kaynaştırmak ister.
    bunun yolu ise zihinsel ve duygusal aktiviteleri durdurmaktır, meditasyondur.
    3 ...
  8. 9.
  9. deneysel türk müziği icra eden grup elemanlarından birkaçı babazula yı oluşturdu..suda balık ve tanbul diye 2 albümlerini dinlemiştim
    (bkz: deli bunlar)
    zaten bakırköy ruh ve sinir hastalıları hastanesi nde bir konser vermişler bir de bu konseri albüm olarak yayınlamışlar*.*
    2 ...
  10. 7.
  11. bir müzik grubudur aynı zamanda.. yaptıkları türü gulyabani müzik olarak nitelendirirler..
    2 ...
  12. 1.
  13. mercan dede nin bir şarkısının adı ab-ı zen
    2 ...
  14. 4.
  15. bir budizm ogretisi.

    ayni zamanda zen diamond diye bir mucevher markasi da vardir.
    2 ...
  16. 3.
  17. akla mistik kokular, yoga, uzakdoğu falan filan getiren, sanırım bir tür öğreti.
    zen ve motorsiklet bakım sanatı diye bir kitap vardı bir aralar
    2 ...
  18. 16.
  19. bir budizm mezhebi. kelime anlamının bire bir karşılığı olmasa da büyük vaizleri niciven'e göre düşünceye dalış anlamına gelir.
    2 ...
© 2025 uludağ sözlük