memleketimin hayvan zihniyetinin eleştirdiği hededir.
ulan gençliğe hitabe ne? bi' insan neden başka bi' insanın verdiği öğütleri ezberlesin? bunun mantıklı tek bir yanı var mı? beton kafalılık bu olsa gerek anasını satayım. hele ki ufacık çocuklar, neden ezberlesin? büyüdüğünde alır nutuk'u okur, bakar ki sonunda mustafa kemal gençliğe hitabe diye bir şey karalamış, "ha" der "bunun da yeri buradaymış, lazım olursa, açar bakarım". bu budur. gerçi siktiğimin beton kafalıları gençliğe hitabe'nin nutuk'ta yer aldığını da bilmez ya.
"okulun en çalışkan öğrencisinin atatürk'ün gençliğe hitabesini kağıttan okuması" şeklinde bir başlık olaraktı fakat karakter sınırına takılacağımı düşünerek bu başlıkta karar kıldım.
ilkokulda, lisede çok yaşanılmış ve kafalarda soru işaretlerine neden olmuş olaydır. 19 mayıs, 10 kasım gibi özel günlerde törenler yapılır. okulun en çalışkan, konuşması en iyi olan öğrencileri törenden bir kaç gün önce bir öğretmenle çalışırlar. törende okunacak şiirlerin provalarını yaparlar falan. tören günü gelir okulun en çalışkan öğrencilerinden birisi kürsüye çıkar ve atatürk ün gençliğe hitabesi'ni başlar okumaya. tabi aklından değil. kağıttan. öğrenci arkadaşlarının gözlerine bakarak okumak yerine kağıda bakarak okur. okulun en çalışkan öğrencisi, seviye tespit sınavlarında dereceye giren öğrencinin gençliğe hitabeyi kağıttan okuması kadar akıllarda soru işareti bırakan durum pek yok. mantık hatası var bu işte.
