Ailesi ve çevresi tarafından pek de hoş karşılanmayan bir hal içerisindeyken Kendisini sanat dünyasına zamanın bursa demokrat parti başkanı sokmuştur. 1960 darbesinde demokrat parti ötekileştirilince çaptan düşen başkanın yüzüne bile bakmamış hatta cenazesine bile gitmemiştir. Malesef o da camiasındaki Herkes gibidir. ilaveten sanatı da abartıdır.
dostlarla kurduğum rakı sofralarına eşlik eden en güzel sestir. bir yerde duyduğuma göre kendi yaşamında çok ağzı bozuk biriymiş ancak konu ne zaman işine, müziğine gelse hemen ciddi birisi oluverirmiş. bu sebepten saygı duyduğum isimdir.
dostlarla kurduğum rakı sofralarına eşlik eden en güzel sestir. bir yerde duyduğuma göre kendi yaşamında çok ağzı bozuk biriymiş ancak konu ne zaman işine, müziğine gelse hemen ciddi birisi oluverirmiş. bu senepten saygı duyduğum isimdir.
Çağlar Çorumlu nun aşırı güzel oynadığı maksimum reklamına denk gelip, şarkılarına dalış yaptığım duruşu, sesi, konuşması, zerafetiyle tam anlamıyla sanatçı kişisi. Uzun zamandır dinlemiyordum. Reklam o kadar güzel olmuş ki zeki muren'i bilene hatırlatmış bilmeyen nesile anlatmış. Emeklere sağlık.
sanat güneşimiz, türk sanat musikisi'nin piri. kimin hayatına dokunmadı ki? kimlerin aşkını anlatmadı ki? zengini de fakiri de genci de yaşlısı da o'nu dinledi. dertli gönüllere giren de o, alkışlarla yaşayan da o, gökyüzünde yalnız gezen yıldızlarla konuşan da o, yeri geldiğinde yazılmış mektubun kahrını çeken de o. o gerçek bir virtüöz, duayen, üstat.
yağmurlu, puslu bir sonbahar sabahına uyanmıştık bursa'da...
gökyüzünde kapkara bulutlar...
rahmetli babacığımla evden çıkmadan önce sabah haberlerinde işittik sanat güneşimizi kaybettiğimizi.
sanki evimizden birini kaybetmiştik, kimsenin çıtı çıkmıyor, ağzını bıçak açmıyordu.
annem hüngür hüngür ağlıyor, babamın gözlerinde birkaç damla yaş.
henüz 20 yaşında fişek gibi bir delikanlıydım ben, ama afallamıştım.
zeki müren ölemezdi ki...o bizim gururumuzdu, en büyük bursalıydı...
her neyse, evden çıktık, evin önünde otoparkta arabaya bindim babamın gelmesini bekliyorum, arabayı çalıştırdım, bu sırada arabanın teybini almak için elimi koltuğun altına attım...
o dönemlerde oto hırsızlıkları çoktu, dolayısıyla arabalara kızaklı teyp taktırırdık. akşam eve geldiğimizde teybi söker eve alırdık, lakin her gün her gün rutine bindiği için bazen ben teybi çıkarır, koltuğun altına koyardım.
işte o gece de eve gelirken teybi yuvasından çıkarmış, koltuğun altına koymuştum, lakin sabah arabaya bindiğimde teyp koltuğun altında yoktu.
"baba baba, teybi çalmışlar" diye seslendim babama.
hi.bir şey demedi, normalde acayip fırça yemem lazımdı teybi eve çıkarmadığım için, ama sustu babam.
karakola gittik. (evet karakola, olm, teyp çok pahalıydı lan, napalım. binlerce dolar vermiştim o teybe)
babam şikayetçi olmak için karakola çıktı, bizi emniyet müdürlüğündeki hırsızlık masasına yönlendirdiler. fomara'daki emniyet binasına geldik, dışarısı tıklım tıklımdı. ben arabada beklerken, babam içeriye girdi, aradan 15-20 dakika geçti babam dışarı çıktı.
"ne oldu baba" diye sordum.
"valla tutanak tuttular, oradaki polis, abi bak bu oto teypleri bugün bulundu, içlerinden birini al istersen dedi"
"peki neden almadın baba" diye sordum.
"içlerinde bizimki yoktu ki..." diye yanıtladı. ve devam etti, "oğlum zeki müren'i kaybettik, boşver teybi, artık teyp falan lazım değil..."
o zamanlar herkes dürüst ve namusluydu, kimse hakkı olmayan şeye tamah etmezdi. o gün türkiye'nin her evinde bir cenaze vardı ve biz sanat güneşimizi son yolculuğuna uğurlamak için üzerimize düşen vazifeye hazırlanıyorduk. teyp meyp kimsenin umurunda değildi... https://galeri.uludagsozluk.com/r/2187782/+
ha bu arada, rahmetli zeki müren, rahmetli dedem ile de tanışırdı. dedem zeki müren'i şahsen tanır ve çok severdi.
40'lı yıllarda dedem kamyon şoförlüğü yapıyormuş, zeki müren'in ailesinin de çakırhamam'ın arkasında kereste depoları varmış, dedem oradan mal çekiyormuş. o dönem zeki müren henüz 14-15 yaşlarında iken tanışmışlar. sonra tabi 1950'lerde zeki müren ünlü olunca dedem bunu sürekli anlatmış çevresine. bir gün izmir fuarına gitmişler, dedem, zeki müren'le sohbet etmiş, zeki müren dedemi arkadaşlarının yanında onore etmiş, bunu sürekli anlatırdı dedeciğim...dedemi de zeki müren'den 3 sene sonra kaybettik. https://galeri.uludagsozluk.com/r/2187783/+
tek tek kaybettiklerimiz, aslında bu toplumun ahlaklı yüzleri, vicdanlarıydı.
her birini kaybedişimizde, toplumumuz biraz daha ahlakını, vicdanını, namusunu, iyiliğini kaybetti...