artık kendisini glenn meade sanıp gece rüyalarında gördüğü senaryoları sabahına gerçek zannedip kimi gözaltına alacağını şaşıran ve biran önce psikolojik yardım almasında fayda olduğunu düşündüğüm kişi...
ilk defa üzerine gittiği olay yüzünden suikastla öldürülen savcı doğan öz'ün soruşturduğu ergenekon çetesini bütün kılcal damarlarına kadar tetkik eden cesur savcı. tabii ki sanal ortamda sallama bir nickle yazılan teşhisler için böyle bir cesarete gerek yok.
yazdığı iddianameyi ergenekon davası'nda değil de bir roman yazmak için kullansaydı şimdi "en çok satan kitaplar listesi"nde bir numarada olacaktı, ama hakkını yediler.
bugünlerde en çok düşmanı olan ve çok kişinin kendisi hakkında iyi planları olmayan ama bildiği yolda dimdik giden elini ilk kez taşın altına koyan bu yüzden de klasik memur savcı meslektaşlarınca sevilmeyen başarılı bir savcı.
kendi meslektaşlarının bile, gittiği yolda engel olmaya çalıştığı, bir çok insanın başaramayacağı, tek ama kendine olan güveni ile emin adımlarla görevini gerçekleştirme çabasında olan, ergenekon gibi bir davayı en iyi şekilde yürütebileceğini düşündüren, savcı. *
varsa, realitede, vatansever(lik) diye birşey bu adam(ınki) hasıdır onun... beynini kullanmaktır aslolan görmek için gerçekliği, mâlum dev(letçi) medya dezenformasyonlarına; ve onların desteklediği, küçük ama etkin çirkef ruhsuz gürûhun vatanı babalarının malı gibi algıladıklarını da istemeden ifşâ ettikleri yüksek ses, düşük hakikat tonajlı goygoyculuklarına; bizim bayrağımızı utanmadan, hayâ etmeden bize, bu millete sallama âdiliğine; o sahte, ajitatif 'vatan, millet sakarya' hamâsetlerine itibar etme, inanma ahmaklığı değil...
kendisini destekleyenlerin hepsinin akp li ya da islamcı oldugu savcı.
ergenekon sorusturması o kadar net degil ama kendisini destekleyenlerin
ne tarafta oldugu kabak gibi ortada. yarın oburgun benim ciki ciki teorisi de
ergenekon kapsamına dahil edilirse seyreyleyin samatayı.
tesadüf bu ya Kocaeli Garnizon Komutanı'nın ergenekon tutuklularını ziyaret ettiği gün, hsyk tarafından hakkında dava açılması talebinde bulunulan ve adalet bakanlığınca soruşturmaya gerek olmadığına dair karar verilen savcı.
Ferhat Sarıkaya'nın kurban gittiği hatanın zekeriya öz ve Mehmet Ali Pekgüzel için tekrar edilmemesi davanın gidişatı adına sevindirici.
benim aklım hâla ergenekon savcıları hakkında dava açılması isteminin zamanında. özellikle seçilmiştir, tesadüf müdür anlamadım gitti. anlayan varsa beri gelsin. hangi gündü? tekrar hatırlayalım: Kocaeli Muharebe Hizmet Destek Eğitim ve Garnizon Komutanı Korgeneral Galip Mendi'nin "resmen" ergenekon tutuklularını ziyaret ettiği gün.
başarı ile yürüttüğü ergenekon terör örgütü soruşturmasının deniz feneri davası ile karıştırılmasının, karşılaştırılmasının -normal şartlarda- kendisine zararı olmayacak savcı. bu sözüm normal şartlar için geçerli. bizim gibi belaltı endüstrisinin fazla geliştiği ülkelerde dolaylı yollardan saldırma hiç eskimeyen bir metot. bunu ahmet altan çok güzel yakalamış, ancak henüz hükümet göremiyor. (bkz: akıl fikir)
"Ama burada sağlam durabilmek için bazı şartları yerine getirmek gerekiyor.
Bir kere yolsuzluk iddialarını ciddiye almak zorunda iktidar. Bu iddiaların her biri onun gücünü eksiltiyor çünkü. Sadece bir iktidarın, bir siyasi partinin değil halkın iradesinin de yaralandığı bir durum bu. Ve, Ergenekon gibi bir güce karşı yaralı bir halde karşı çıkmak çok kolay değil. Bu yarayı hemen sağaltmaları gerekiyor bence. Deniz Feneri yolsuzluğunun Türkiye ayağı çok süratle soruşturulmalı. Bağlantılar ortaya çıkarılmalı. Yargı yolu açılmalı. Siz, ciddi bir yolsuzluk iddiasının üstüne gitmeden, Ergenekon'un üstüne gidemezsiniz. Birincisi, halk nezdinde güvenilir olmaktan çıkarsınız... Ki Ergenekon gibi bir örgütle dövüşürken halkın tam desteğine sahip olmak çok önemli. ikincisi, kavganın en ciddi hamlelerinde karşınıza yolsuzluk iddiaları çıkar. Eliniz ayağınız bağlanır. Deniz Feneri davası, sadece bir medya grubunun niyetiyle açıklanabilecek bir durum değil. iddialar çok vahim. Üstelik ortada itiraflar var. Belgeler var. Eğer siyasi iktidarın bu konuyla ilgili gocunacak bir yanı yoksa hukukun gereğini yerine getirmeli. Yok, henüz ortaya çıkmamış bir bağları varsa, o zaman da nasıl olsa o bağ su üstüne çıkar yakında, bağı olan kimse kurtulamaz. Eğer böyle bir bağ yoksa, bir bağ varmış duygusu yaratacak biçimde davranmanın kime yararı olacak? Herhalde hükümete değil. Bu iktidar, Ergenekon meselesinde sağlam duruyor. Yeni genelkurmay başkanının açık mesajına rağmen gerilemediler. Halkın iradesiyle iktidara gelenlerin, bu iradeyi yönetime yansıtmakta kararlı olduğunu gösteren bir davranış bu. Burada gerçekten kuvvetli olmak zorundalar. Bu da temizlikle, hukuka her konuda riayetle mümkün. Ergenekon'daki sağlamlığı Deniz Feneri'nde de göstermenin tam zamanı.
Hukuk yarı yarıya olmaz. Bir bütündür. Biliyorum, bu ülkenin yöneticileri bunu bir türlü kavramıyor. Ama bunu kavramamak hem iktidara, hem de ülkeye pahalıya patlar bu sefer. Ergenekonun ardında büyük güçler var. Onlar ancak dürüstlükle, kararlılıkla, sağlamlıkla geriletilebilir. Burada zaafa yer yok.
Bu gerçeği kavramamak ise en büyük zaaf olur."
sihirli bir değneği olan ve dokunduğu zaman türkiye'deki bütün meseleleri çözebilecek kapasitede olan fani bir memur. bu arada, aktütün karakoluna baskın yapan 200-300 kişiyi yakalamak için kolları sıvasa iyi olur. emir büyük yerden zira.
Hakkında kimsenin yorum yapamadığı savcı. insanların bağımsız yargıya inanmalarından mı kaynaklanıyor yorum yapamamaları yoksa bir sabah saat altı da kapısında zekeriya öz ün cıkarttığı tutuklama emriyle hapisaneye gitme korkusu mudur diye kendime sorduğum ve cevabını apacık bildiğim olgudur.
ümraniye'de ele geçirilen bombalarla ilgili takipsizlik kararı vererek kolay olanı seçmek yerine -sayısız ölüm tehdidine rağmen- (bu arada aynı olayı soruşturan savcı doğan öz'ün hazin akıbetini de anımsayalım) olayı şerha şerha deşip türkiye'nin gelmiş geçmiş en kapsamlı soruşturmasını başlatan ve kangren olmuş kolu -merhem sürmek yerine- kesmenin yollarını aradığı için, bir sürü düşman edinmeyi bile göze alan gerçekten cesur savcı. işin garibi ne biliyor musunuz? üniversitelerde türkiye'nin gayriresmi tarihi diye bir kürsü açıp okutulması gereken 2500 sayfalık iddianamenin savcısı şöyle tanımlanmış:
"işine geleni gözaltına aldırırken sokaklarda gezen teröristleri nedense bir türlü aldıramayan savcı. hukuk çevresinde hiçbir saygınlığı kalmamış savcı."
bu cümle türk dili, türk tarihi, türk hukuk sistemi ve türk siyaseti açısından bir dönüm noktası. altın harflerle yazılıp gümüş işlemeli levhalar halinde üniversitelere, meclise, askeri mekteplere asılmalı...
yok ya gerçekten trajik bir durum. işin kötüsü ne biliyor musunuz? ben edebiyatçı değilim. *
Hakkında soruşturma acılamayan tek savcıdır. Adalet Bakanı Mehmet Ali Şahin soruşturma talebini reddettmiştir.Bütün dünya kamuyonda ortaya konulan bu dokunulmazlığın savcının bulunduğu davanın siyasi olmasından kaynaklandığı yedi den yetmişe herkes tarafından görüldüğü için savcı hakkında başka yorum yapmak gereksizdir.