zekatla kast edilen şey, çalıştırdığınız işçilerin tüm emeğine kar payı diye çökmemekse eğer, birtakım münafık orospu çocuklarının iddiasıdır!
işçi sınıfı bilincinin ve sosyal devlet anlayışının gelişkin olduğu ülkeler, toplumlar her zaman eğitimleriyle, sağlık sistemleriyle, toplumsal duyarlılıklarıyla ön plana çıkmıştır.
bir elliler, altmışlar, yetmişler sovyetlerine, işçilere tanınan sosyal haklara bakın.
bir de emperyal-kapitalist japon kolonyalizmi altındaki singapurlu, malezyalı, çinli, filipinli, endonezyalı kölelere layık görülen hayata!
Zengin kesim bırak zekatı vergi bile vermiyor, vermemek için elden para alıp, elden para veriyor, kayıt dışı gelir gider yapa yapa zenginliğine zenginlik katıyor, onca insanın günahına girip işler güya iyi gitmiyorken, iyi çalışanları işten çıkartıyor. Böylece kurumlarının itibarını düşünmeleri gerekirken, kısa vadede üç beş kuruşun hesabını yapıyorlar, sözde müşteri memnuniyeti özde mevcudiyeti koruma hevesi. Böyle patronlar ve kurumları iki adım ileri bir adım geri gide gide ilerliyor ve başkaları harika işler alırken ve yolunu genişletirken, onlar yerinde sayıyor yıllarca.
