din yaratıcıyı kavrama metodolojisi ya da şeklidir. ama tanrıyı reddebilecek kadar taşaklı bilim adamı yoktur. o zekaya sahip adam varsa da zeki değildir.
akıllı insan neden akıllı sorusu da gelir tabi akıllara. çünkü inanır, sığınmak istediği zaman sığınabileceği bir kapısı vardır. yardım ister; gelen ilk olumlu hareket ona bağlanır. çünkü bunu yaptıkça cennet kapısı biraz daha aralanır, meleklere yakınlaşır şeytandan uzaklaşır. hep yok mudur zaten insanın içinde kendini garantiye alma duygusu? neyi nereye alıyorsun? nasıl alıyorsun? bazı şeylerin sorgulanmaması lazım çünkü oradan sonra tanrı devreye girer. cevabını bulmakta zorlanılan sorular inancını zedeler, tabi oradan sonrası tanrının işi diye kesip atmazsan. atarsan da akıllı insan olursun. atmazsan da zeki hayvan. gerçekten zeki bir hayvan olmak akıllı insan olmaktan çok daha zor bu devirde.
kuranı kerim'i, incil'i, tevrat'ı okuyup anlamanın dışında kalbende inanmış olmak lazım. sözlük okunur gibi okunursa bir anlamı olmaz tabiki. inandırıcılığıda olmaz.
dinde bazı sorgulanmaması gereken şeyler vardır. bu kısımlardır belki zekanın reddettiği denen kısımlar fakat, allah'ın bize bahşettiği dimağ ancak bu kadarını anlamamıza yetiyordur. ki yadırgamamak, isyan etmemek lazımdır. allah bu kadarını bilmemizi istemişir.
sadece aptallar dine inanır, çıkarımını hazırlayan bir iddia. yavuz sultan selim gibi bir deha hem müslüman hem halife hem ordu komutanı idiyse, bu durum da "o" nu da "aptal" kabul etmemiz gerekecektir. e onu yapamayız. böylece bu iddia da kendiliğinden çürür.
kanuni de halifeydi sahi. o da mı aptaldı?...ya da mevlana, ya da imam gazali, herifin felsefesini anlamak için kitabını 3 5 kere okuman lazım.o da mı aptaldı yani?...evrende tek akıllı stalin miydi?...ahanda mozart "requiem" yazdı, demek ki dindar bi adamdı. amadeus´ta aptal mıydı yani?...adama "1000 yılın dehası" diyorlar.
sonuçta saçmasapan, genelleme yapmaya, yaptırmaya yönelmiş bir iddiadır. yanlıştır.
muhammed gibi birisine inanılabilir tabi ama ne gördünüz ne duydunuz. ona inanmaktansa isa ya inan daha mantıklı. nasıl bir şey olduğunu biliyorsun en azından. hiçbir bilgisi olmadan dini de bu önermeyi de reddedenleri şiddetle kınıyorum. kitazta yazıyor oku diye. oku ama sadece kuran değil.
zeka dini reddetmez, zeka sahibi zekasını kullanarak dini reddeder.
maddesel olmayan kavramlar üzerinde zeka mantıklı cevaplar üretemez.
üretebilseydi insanlık tarihi boyunca yaşamış milyarlarca zeka sahibinden biri mutlak bir gerçeklik içinde tanrının varlığını ya da yokluğunu açıklayabilirdi.
bazı süper zekaların sanrısıdır. zeka dini, din zekayı reddetmez. sadece kendisini zeki sanan bazı ahmakların kural tanımazlığından doğan orantısız yarış vardır. insan özündeki sevgiyi, saygıyı, muhabbeti, hürmeti kaybettikten sonra atom bombası kadar tehlikeli olabilir. din zekayı ve özü kontrol altında tutar, insanın köşelerini törpüler ve zararsız hale getirir. daireden içeri girenlere gerizekalı, dışarı çıkanlara süper zekalı muamelesini yine ancak bir ateist çekebilir.
din denilen kavram kalp ile ilgili olduğundan zekanın reddetmesinin inanacak kişi için pek de önemli olmadığı durumdur. zeka ile kalbin mücadelesini her zaman kalp kazanacaktır. tabii ki kalbin her din için bu mücadeleyi kazanması söz konusu değildir. kuşkusuz hem zeka hem kalbin söz sahibi olduğu tek din ise islamiyettir. (bkz: kalbinin sesini dinle)
din-zeka ilişkisi üzerine bir görüştür. bu görüşün doğru mu yoksa yanlış mı olduğunu anlamak için dünyada olup -bitenlere şöyle bir bakmak gerekir.
örneğin yüzyıldır süren abd-rusya mücadelesine bir göz atalım. siyaset, bilim ve teknoloji alanlarında sürmüş ve hala da devam etmekte olan bu mücadelede abd'nin dini kabul eden, rusya'nınsa dini reddeden taraf olduğunu herkes kabul edecektir. soğuk savaş döneminde (bilim, sanat), uzay yarışında, savaş teknolojilerinde abd'nin rusya'ya karşı dalga geçer gibi üstün geldiğini zaman göstermiştir. oysa ki bahsettiğimiz zeka-din ilişkisi konusundaki varsayım dini reddedenlerin daha zeki olduğu görüşünü savunmaktaydı.