-anlamayan insanlara katlanamamak: göz devirmek vücudun verdiği istemsiz bir tepki oluyor artık.
-alaycılık: insanın istemeden yaptığı, her şeyle dalga geçme dürtüsü. genelde sivri dilden ortaya çıkar.
-istemeden ukala durumuna gelmek: gözüne çarpan bir yanlışı dayanamayıp düzeltirsin, insanlar sana ukala sıfatını yakıştırırlar. ukala kelimesi lügatında varsa o yanlışı da yapmayıver amk..
-inek durumuna gelmek: ilköğretim-lise zamanında notların yüksektir ama kimseyi çalışmadığına inandıramazsın. oysaki evde bütün gün yatıyorsundur...
-bu dezavantajları yazıyorum diye 'ay kendini çok zeki sanıyo amk' diye düşünen tipler de bu dezavantajlara dahildir. kendinle ilgili bir şeyden yakınamazsın kendini övmüş olursun onlara göre çünkü. halbuki bunlar gerçek problemlerdir.
onlar gibi basit düşünemediğin için çevrendekilerin çoğuyla anlaşamazsın. herhangi bir x durumu için 100 tane parametre varsa; millet ilk 90 parametre ile düşünürken sen son 10 parametre ile düşünürsün. seni anlamadıkları için onlara komik görünürsün ama onlar senin gözüne daha komik görünürler.
Az uyumam lazım az uyumam lazım az uyumam lazım. zaman geçmesin zaman boşa geçmesin az uyumam lazım. boşluğa dalmamam lazım düşünülecek birşey bulmam lazım.
işte bunlar hep dezavantaj.
uyumak ve uyandığımda sadece duvarları seyretmek istiyorum. aklımda hiçbir şey yokken.
mutsuz olmaktır. çok düşünmek, düşündükçe içinde yeni kişiler yaratmak, bu yeni insanlarla konuşurken dış dünyadan uzaklaşmak, uzun zaman sonra nerede olduğunun ve her zaman kafanın içinde konuşan seslerin seni kimi zevklerden -aptalca, ama güzel- zevklerden uzak tuttuğunun farkına varmak sıralanabilir.