halk arasında tespit edilirken genellikle tek bir ölçüt kullanılır. örneğin 14 basamaklı iki sayıyı 20 saniyede çarpan adama zeki denilir. tecrübenin getirdiği pratiklikle sık sık karıştırılır. mesela bu örnekte zekayı tespit ederken kaç basamaklı kaç sayıyı kaç saniyede çarptığın değil, bu pratikliği ne kadar sürede kazandığın önemlidir. öyle ya, 20 yıl çalışıp da bu noktaya geldiysen istersen 20 basamaklı 3 sayıyı yan yana çarp.
zeka algı açıklığıdır. zeka öğrenilen şeyin püf noktalarını kavrama çabukluğuyla orantılı bir şey. bu yüzden de zeki insan, eğer ilgi duyduysa resim de çizebilir, müzik de yapabilir, yazı da yazabilir, şrödinger'in denkleminden de, makro iktisattan da anlayabilir. ve bunların hepsini aynı anda başarabilir.
"Paran kadar konuşursun" dedi, Birinci Adam.
"Öyle ya" dedi, ikinci Adam, "Zenginsen bütün ülke dinler; fakirsen anandan başkası duymaz."
Üçüncü Adam imdada yetişti.
"Paranın değil zekânın elverdiği kadar konuşursun" dedi, sonra ekledi: "Zekâ, zengini ve fakiri eşitler. Zira zenginin de, fakirin de söylediği, karşısındakinin anlayabildiği kadardır. Farkı yaratan zekâdır."
"ey zeka, kerem et, maskarlık için bol ilham ver! sana sahip olduğunu sanan bir sürü akıllı çoğu kez budala çıkıyor. ve ben sana sahip olmadığım için belki akıllı sayılabilirim."
kimsenin ölçüp biçebileceği kadar basit bir kavram değildir.
insanları birbirinden ayırt eder kimi zaman.
halbuki her insana eşit düzeyde akıl kapasitesi yüklenir allah tarafından.
ancak bazıları bazılarından daha fazla kullanır bu aklı.
özetle beynimizi çalıştırabilme derecesidir zeka.
bireyin sahip olduğu beden, zihin, sosyal yetenek ve fonksiyonlarının bütünleşerek oluşturduğu çok yönlü bir beyin, öğrenme, uyum sağlama ve yeni bir şey yapma gücüdür.
Zeka mutlu bir azık... Taşınması da ağır bir yüktür. Kimileri için ise bir dayanak sanılıp , çalışmadan uzaklaştıran etkendir. Zira zeki olsak da bilgi çalışmadan kafaya dolacak değildir.
her türlü ortama, duruma uyum sağlayabilme kaabiliyetidir.
bu kadar basittir tanımı.
beynin gücü adaptasyon kuvvetiyle ölçülür. beyni sat komandosu gibi olan zekidir. bu budur. hep böyledir ve öyle kalacaktır. dahili ve harici düşmanlara karşı savunma sistemlerinin beyin olsun hanımın(!) olsun her ortamda bukalemun sırtında bukalemun rengine bürünüp ve buna çaba harcamamak. kendiliğimnden olması. tanrı vergisi
kesinlikle sınırının varolmadığına inandığım kavram. hiç kimse benim zekam bu, bundan başkasını algılayamıyorum diyemez kanımca. aklımızın boyutları o kadar geniştir ki, dünyaya gözlerimizi ilk açtığımız andan, ölene kadar geçen sürede görülen, duyulan vb. hiçbir şey akıldan çıkmaz. sadece eski bilgiler biraz daha altta kaldığı için biraz zorlanırız onları anımsamakta. ama onlar mutlaka zeka sınırlarımız içerisinde biyerlerdedir.
yanlış hatırlamıyorsam peygamberin zekayla ilgili bir sözüydü bu: "zekanın yarısı doğru soruyu sorabilmektir."
edit: efendim biz bunu incelikli bir ayar olsun diye yazdıydık lakin gelen uyarılarla yanlış hatırladığımızı anlamış olduk. uyarılar için ayrıca teşekkür. sözün doğrusu 'güzel soru ilmin yarısıdır'mış. ehh bu da verilmesi düşünülen ayar için uygundur. o halde ben de diyorum ki zekanın yarısı doğru soruyu sorabilmektir.